Hastalıklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hastalıklar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Ocak 2015 Çarşamba

Bel Ağrısına Ne Yapmak Gerekir? Ne İyi Gelir?

bel ağrısı nasıl geçer 1


Bel ağrısını azaltmak için evde neler yapabiliriz? Soğuk kompres, yürüyüş ve hareket etmek ağrıyı azaltır mı? Yatak istirahati ne kadar olmalı? Bilginetim.blogspot.com 'da ki bu bilgiler bel ağsırı çekenler için... 

Dr. Mehmet Öz'ün realage.com.tr sitesinde verdiği bilgilerden faydalanarak bel ağrısından kurtulmak için yapabileceklerimizi bir araya getirdik. 

Bel ağrısı için ilk yardım 
Bel ağrısı genellikle bir hastalık veya spesifik bir yaralanma ile ilişkili olmayan, sık rastlanan bir semptomdur. Bir haftadan uzun süren bel ağrısı ataklarının büyük bir kısmı bir ay içinde kendi kendine azalır. 

Bel ağrısını iyileştirmek için şu seçenekleri göz önünde bulundurabilirsiniz: 

  • Rahatsızlığın ilk 24-48 saati içinde ağrıyan bölgeye 5-10 dakika süreyle soğuk kompres uygulaması (havluya sarılmış bir buz torbası) yapabilirsiniz.
  • Eğer ağrı birkaç gün içinde iyileşmiyorsa ağrıyan bölgeye sıcak kompres uygulayabilirsiniz.
  • Hareket etmeye devam edin ancak belinizi koruyun. Ani dönüşlerden veya bükülme hareketlerinden kaçının. Olabildiği kadar yatak istirahatinden kaçının.
  • Yardım isteyin. Eğer ağrı 1 hafta sonrasında hala yoğunluğunu kaybetmemişse bir ortopedi veya fizik tedavi uzmanından randevu almalısınız.
  • Eğer ağrı 4-6 hafta içinde tolere edilir bir düzeye kadar azalmadıysa doktorunuzdan bir randevu alın.


Soğuk kompres uygulaması 
Doktorunuz size ağrıyan bölgeye soğuk kompres yapmanızı önerebilir. Tek başına veya ağrı kesicilerle birlikte soğuk kompres uygulaması ağrınızın giderilmesine yardımcı olacaktır. Tipik olarak soğuk kompres uygulamasının semptomlar başladıktan sonraki ilk 48 saat içinde uygulanması gerekir. Ağrıyan bölgeye içi buzla dolu (havluya sarılmış da olabilir) bir torba 5-10 dakika süreyle uygulanır. 

Sıcak kompres uygulaması 
Tek başına veya ağrı kesicilerle birlikte sıcak kompres uygulaması da ağrınızın giderilmesine yardımcı olacaktır. Eğer bel ağrınız 48 saatten daha uzun sürerse sıcak bir yastık veya sıcak suyla alınacak bir duş semptomlarınızın giderilmesine yararlı olacaktır. 

bel ağrısı nasıl geçer 2

Yatak istirahati 
Eğer ağrınız cok ciddi düzeyde ise doktorunuz sizden kısa bir süre yatak istirahati isteyebilir. Bununla beraber bu istirahat 2-3 günü geçmemelidir. Bundan daha uzun sürecek bir yatak istirahati rahatlamanızı sağlayamadığı gibi daha zararlı bile olabilir. 5 günden uzun süren bir yatak istirahati kas gücünde azalmaya yol açar ki bu da ağrının süresini uzatır ve iyileşmeyi geciktirir. Eğer kas fonksiyonu kötüleşirse ağrı kronik hale gelebilir. 

Eğer yatmanız gerektiğini hissediyorsanız, yürümek belinizin ağrımasına neden olsa bile birkaç saat arayla kalkıp yürümelisiniz. Normal faaliyetlere dönüş sırasında birtakım rahatsızlıklar hissetmek sık rastlanan bir durumdur. Bu rahatsızlık kendi kendinizi daha incitmek anlamına gelmemelidir. 

Bel ağrısı sırasında egzersiz 
Bel ağrısı çekmekte olduğunuz sırada egzersiz yapmak kendinizi daha kısa sürede iyi hissetmenizi sağlar, bel ağrısının daha da şiddetlenmesini önler. Eğer hafif ile orta şiddette bel ağrınız varsa belinize çok fazla yüklenmeden aşağıdaki egzersizleri yapabilirsiniz: 

  • Kısa yürüyüşler yapın,
  • Esneme ve gerilme egzersizleri yapın,
  • Kondüsyon bisikleti kullanın,
  • Yüzün.


Egzersize kolaydan başlayıp giderek zorlaştırmak veya süreyi başta kısa tutup sonradan kademeli olarak uzatmak esastır. En başta semptomlar biraz daha kötüleşebilir veya aktif hale gelebilir. Genellikle bu kötüleşme kaygı yaratacak bir nitelikte olmaz. Bununla beraber eğer ağrı şiddetliise bir doktora başvurulmalıdır. Normal aktivitelerinize geri döndüğünüz zaman doktorunuz size ek aerobik egzersizler veya bel egzersizleri önerebilir. 

Bel ağrısını önlemek için nelere dikkat etmeli?


  • Rahat giysiler, alçak topuklu ayakkabılar tercih edin.
  • Eğer gerekli ise ayakkabınıza yerleştirecek tabanlık gibi özel aparatlarla yürüyüşünüzü değerlendirme ve düzeltme fikrini gözden geçirin.
  • Çalışma alanınızın sizin için uygun yükseklikte olduğundan emin olun.
  • Hafifçe geriye yatan, sağlam bir bel desteği olan bir sandalye seçin.
  • Eğer uzun zaman oturarak çalışmak zorundaysanız ayaklarınızı döşeme üzerinde veya düşük bir yükseklikte (hangisi rahat ise) dinlendirin.
  • Eğer uzun süre ayakta çalışmak zorundaysanız bir ayağınızı düşük bir yükseklikte dinlendirin.
  • Eğer uzun mesafe araç kullanmak zorundaysanız belinizin arka kısmına küçük bir yastık veya rulo yapılmış bir havlu koyun, bu arada sık sık mola vermeli, birkaç dakikalık yürüyüşler yapmalısınız.
  • Eğer uyku probleminiz varsa dizlerinizin altına bir yastık koyarak sırtüstü veya dizlerinizi büküp arasına bir yastık koyarak yan yatın.

bel ağrısı nasıl geçer 3

Uyku sırasında bel ağrısını önlemek için ne yapmalı? 
Uyku sırasında bel ağrısını önlemek için tok ancak sert olması gerekmeyen bir yatak kullanmalısınız. Yan tarafınıza dönük uyurken dizleriniz hafifçe bükülmüş olmalıdır; bu pozisyon belinize ve sırtınıza en az düzeyde yük getirir. Dizleriniz arasındaki bir yastık bu yükü daha da azaltır. Eğer sırtüstü yatmayı tercih ediyorsanız dizlerinizin altına bir yastık koyabilirsiniz. Yüzüstü yatmak omurganızı doğal olmayan bir pozisyona sokacağı için sabah oluşacak bir bel ağrısına davetiye çıkaracaktır. Bazı kişiler yattıkları zemini sert bir hale getirecek destekler kullanırlar, bazıları ise vücut ağırlığını diğer yataklardan çok daha eşit biçimde dağıtan su yatağını tercih ederler. Ana kural kendinizi en rahat hissettiğiniz yatağın seçimidir. 

Bel ağrısı için ne zaman tıbbi yardım almak gerekir? 
Bel ağrısı genellikle çok şiddetlidir ancak işin iyi tarafı bel ağrısının kaynağının pek çok kişide tıbbi açıdan çok tehlikeli olmaması, problemin genellikle kemik ve eklemlerden kaynaklanmasıdır. 

Hafif bir bel ağrısı yakınması olan kişilerin pek çoğunun derhal bir tıp uzmanına başvurmaları gerekmeyebilir. Semptomlar herhangi bir tedavi gerektirmeksizin birkaç gün içinde kendiliğinden kaybolur. 

  • Eğer semptomlar gerçekten ciddi ise,
  • Ağrı günlük aktivitelerinizi yapmayı engelliyor ise,
  • Ağrı birkaç gün içinde azalmıyor veya kendiliğinden geçmiyor ise bir uzman yardımından yararlanmak gerekir.



Boyun ağrısı sebebleri.Ağrı ve tutulma nedeniyle hareketleriniz kısıtlanabilir ve en basit işlerinizi görmek bile bir işkence halini alır.Boyun Ağrısı Sebepleri (Neden Olur?)  yazımıza tıklayın, boyun ağrısından korunmak için yapabileceklerinizi öğrenin.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Boyun Ağrısı Sebepleri (Neden Olur?)

Boyun ağrısı yaygın şikayetler arasındadır ama ağrı tuttuğunda bu bilgi pek bir işe yaramaz. Ağrı ve tutulma nedeniyle hareketleriniz kısıtlanabilir ve en basit işlerinizi görmek bile bir işkence halini alır. 50 yaş üstü kişilerde sık görülen boyun ağrısı, başın bittiği yerle omuzların başladığı bölge arasında herhangi bir yerde hissedilebilir. Ancak boyun ağrısının bu bölgeyle sınırlı kalmayıp, sırta ve kollara vurduğu da olur.
Boyun ağrısından şikayetçiyseniz, daha karmaşık nedenlerden şüphe etmeden önce, yatağınız ve yastıklarınız sağlınızı gözeten, iyi ürünler değil mi, bütün gün stres seviyeniz yüksek mi veya iş yerinde sürekli klavyeye doğru boynunuzu eğerek uzun saatler çalışıyor musunuz, gözden geçirin. Bu sorulardan bir veya ikisine ‘evet’ diye cevap verdiğinizde, boyun ağrınızın nedenini bulmuş olabilirsiniz. Ağrıya yol açan durumla ilgili gereken değişiklik yapıldıktan sonra birkaç gün içerisinde, ağrı kendiliğinden kaybolur.

Kas Spazmı, Tutulma ve Kötü Duruş

En çok karşılaşılan boyun ağrısı türü, mekanik boyun ağrısıdır. Omurga hastalıklarına bağlı olarak değil de kötü duruş, oturuş bozukluğu, kaza ve zedelenme benzeri sebeplerden kaynaklanır. Boyunda ağrı tam olarak neden kaynaklanıyor tespit etmesi zordur. Özellikle masa başında çalışanların çoğu bu tip boyun ağrısından şikayetçidir. Baş, omuz ve kola ağrısı da bu ağrıya eşlik edebilir.
Bazı boyun ağrılarının nedeni kireçlenmedir.Otururken öne eğilerek çalışmak, uzun süre boynu eğik şekilde sabit tutarak kitap okumak, el işi yapmak, klavyede yazı yazmak, araba sürmek; yatarak televizyon izlemek, aşırı spor ve boyun sağlığına uygun olmayan yastıkta yatmak gibi nedenlerle mekanik ağrılar ortaya çıkabilir. Ev işleri sırasında boyun yukarı ya da öne doğru sabitlenmiş şekilde iş görmek çoğu ev kadınında boyun ağrılarına yol açar. Örneğin perde asarken ya da evyede bulaşık yıkarken, boynunuzu belli bir pozisyonda uzun süre tutmuş ve zorlamış olabilirsiniz.
Ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar bu tip ağrıları dindirir. Çeşitli egzersizler ve ağrıya neden olan kötü duruşun düzeltilmesi genel olarak uygulanan tedavi yöntemleridir.

Kaygı ve Stres

Boyun ağrısının nedenleri psikolojik olabilir. Stresin vücudumuz üzerinde fiziksel etkileri olduğunu biliyoruz. Eğer ‘kaygı’ sorununuz varsa, vücudunuz sürekli stres altında demektir. Stres altındayken kasların gerilmesine neden olan hormonların salgılanması nedeniyle, boyun ya da bel ağrılarının ve tutulmaların görülmesine sık rastlanır. Ne yazık ki bu durum bir kısır döngüye yol açar. Stres nedeniyle meydana gelen ağrılar da bir başka stres kaynağı olarak listeye eklenmiş olur.
Gerginlikten kaynaklanan ağrılara karşı masaj, sıcak banyo ve egzersiz gibi kas gevşetici aktiviteler işe yarayabilir. Her şeyden önemlisi ise stres ve kaygıyla baş etmenin ve kaygılarınızla başa çıkabilmenin sağlığınız için ne kadar önemli olduğunu fark etmenizdir. Stres elbette hayatın bir parçası ancak endişeli ruh halinden sıyrılıp kendinizi rahatlatmanın yollarını keşfettiğinizde, vücudunuzun daha sağlıklı olması ve ağrıların azalması adına önemli bir adım atmış olursunuz.

Travmalardan Kaynaklanan Ağrılar

Ciddi boyun ağrılarının pek çoğu genellikle düşme, kaza benzeri travmalardan dolayı kaynaklanır. Trafik kazası, belli bir yükseklikten boynu zedeleyecek şekilde düşme, yüz üstü düşme, spor kazaları veya boğuşma benzeri istenmeyen olaylar, boyunda ciddi hasarlar meydana getirebilir ve bu travmaların hemen hepsi de boyun ağrısına yol açabilir.

Boyun Fıtığı

Boyundaki omur kemiklerinin arasında disk adı verilen kıkırdaklar bulunur. Kıkırdakların içinde de jöle kıvamında sıvı vardır. Bu sıvının çeşitli nedenlerle dışarı taşması ve sinirlere baskı yapmaya başlaması, boyun fıtığını oluşturur. Trafik kazaları, boyun kaslarına aşırı yüklenme, boynu sabit tutarak yapılan masa başı işleri ve hareketsizlik boyun fıtığına yol açan nedenlerden bazılarıdır. İlk belirtiler boyun ağrısı ve boyun hareketlerinde kısıtlanmadır. Boyun ağrısı dışında baş ağrısı, omuz ve kol ağrıları, hatta göğüs ağrıları da görülebilir. Sinirlere ne kadar baskı olduğuna ve disklerin bozulma oranına bağlı olarak kollarda uyuşma, kol ve ellerde güçsüzlük meydana gelir. İlerleyen vak’alarda güçsüzlük bacaklara kadar iner.

Kireçlenme

Boyun kireçlenmesi, boyundaki bağlar ve kıkırdakların yıpranması sonucu oluşur. Bağların sertleştiği, kemiklerde çıkıntıların meydana geldiği bu yıpranma neticesinde omurilik ve sinir kanalları daralır. Bu daralma sebebiyle sinirlere baskı olur ve sonuç olarak boyun ağrıları başlar. Boyun kireçlenmesi ve boyun fıtığı birbirine çok benzer belirtiler gösterir. Boyun ve kol ağrıları, el ve ayaklarda uyuşma ve güçten düşme görülebilir. Ameliyatla müdahale oranı düşüktür. Genellikle fizik tedavi ve çeşitli egzersizler önerilir.

Romatizmal Hastalıklar

Eklem ve bağ dokusu ile ilgili hastalıkların genel adı romatizmadır ve çeşitli türleri vardır. İltihapsız romatizma türlerinden, yumuşak doku romatizması ‘fibromiyalji‘ ve iltihaplı romatizma türlerinden ‘ankilozan spondilit‘, boyun ağrısı ile kendini gösteren romatizmal hastalıklar arasındadır.

Boyun Ağrısına Neden Olabilecek Diğer Hastalıklar

  • Enfeksiyon Hastalıkları
  • İç Organ Hastalıkları
  • Kemik Hastalıkları
  • Omurga İltihabı
  • Hormonal Hastalıklar
  • Tümörler

Boyun Ağrısı Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?

Boyun ağrısı için doktora görünüp şikayetinizden ve genel sağlık durumunuzdan söz etmeniz halinde, durumun ciddiyetinin ne seviyede olduğu çabuk bir şekilde anlaşılacaktır. Buna karşın çoğu kez, kendimizi mecbur hissetmedikçe doktora gitmeyi ertelemek gibi bir hataya düşeriz. Boyun ağrınızın geçici olduğunu düşünerek doktora görünmeyi ihmal ediyor olabilirsiniz. Ancak aşağıdaki maddelerden biri ya da birkaçı size tanıdık geliyorsa, hemen bir uzmana başvurmakta gecikmeyin:
  • Ağrı günden güne artarak ilerliyorsa.
  • Boyun ağrısı kola sıçramışsa ve kolun hissizleşmesi, uyuşması ya da tutmaması gibi şikayetler görülüyorsa.
  • Genel olarak bir halsizlik, kendini iyi hissetmeme şikayetiyle birlikte boyun ağrısı da varsa.
  • Boyun ağrısının yanı sıra idrara çıkmakla ya da yürümekle ilgili de bir problem yaşanıyorsa. (Omurilik üzerindeki baskıyla ilgili bir sorun olabilir.)
  • Boyun kemiklerinde hassaslaşma, yumuşaklık dikkat çekiyorsa.
  • Romatizmal artrit ya da kanser gibi önemli bir hastalığın yanı sıra boyun ağrıları başlamışsa.

5 Aralık 2013 Perşembe

Sabahları Uyanamama Nedeni ve Tedavisi

Sabahları yataktan kalkamamanın sebebi nedir, sabahleyin kendimizi aşırı yogrun hissetmemizin nedeni, sabahları niçin uyanamıyorum, sabah yaşanan aşırı yorgunluk ve yataktan kalkamamın çözümü ve tedavisi nasıl olur:
Sabahları zor uyanıyorsanız, ne kadar uyusanız da hep yorgunsanız, işinize konsantre olmakta güçlük çekiyorsanız bir kulak burun boğaz uzmanına başvurmanızda fayda var
Kış ayına girdiğimiz şu günlerde bedensel sıkıntılarımıza bir yenisi daha eklendi: Kronik yorgunluk… Kronik yorgunluğa neden olan; ancak farkında olmadığımız kulak burun boğaz hastalıkları yaşam kalitemizi düşürebiliyor. Bu yorgunluğa neden olan kulak burun boğaz problemlerini Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Alkan’la konuştuk.
Kişinin bedensel olarak kendini iyi hissetmemesi, iş gücü kaybı, davranış bozukluğu, konsantrasyon kaybı, cinsel isteksizlik gibi birçok problemin belli bir süreye yayılması olarak tanımlanabilecek yorgunluğun özellikle üst solunum yolu problemleri nedeniyle oluştuğunun altını çizen Alkan, ‘Vücudumuzun ihtiyacı olan oksijen miktarını karşılamayan bedenlerde yorgunluk kaçınılmazdır ve kulak burun boğaz bölgemizdeki problemler kronik yorgunlukta tetikleyici olabilir.
Bunlar;
Hava yolumuzu tıkayan burun içi eğrilikler,
Burun eti büyümeleri,
Kronikleşmiş sinüzitler,
Fark edilmeyen kronik sinüzitler,
Alerjiye bağlı burun içinin yaygın şişmesi,
Geniz eti,
Yumuşak damak ve küçük dil iriliği, pozisyonu,
Bademciklerin normalden çok iri olması,
Dilin iri ve ağız boşluğuna sığmaması,
Çenenin küçük ya da geride yerleşmesi,
Ses tellerine yerleşen polipler kronik yorgunluk sebebi olabilir. Bu nedenle uzun süreli geçmeyen bir kronik yorgunluğunuz varsa mutlaka bir KBB uzmana başvurun.’ açıklamasında bulundu.

20 Kasım 2013 Çarşamba

Koah Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi


Koah hastalığı nedir?

Koah hastalığınız öğrenmeden önce Akciğer nedir onu öğrenelim. Akciğer; Göğüs boşluğunda yüreğin sağ ve solunda az çok piramit şeklinde olan solunum organlarıdır. Solunum'u gerçekleştirmemize yarayan organlarımızdır. Kısa adı Koah olan Kronik Obstruktif Akciğer Hastalığıysa; Bir akciğer hastalığıdır. Akciğerin tanımını yukarıda yapmıştık bizim için hayati öneme sahip olan akciğerlerimizin hastalanmasınınne kadar kötü bir şey olduğunun farkına varmışızdır herhalde. Koah aslında sadece Kronik Obstruktif Akciğer hastalığı anlamına gelmemektedir. Koah'ta K harfi; Kronik yani Sürekliolan, O harfi; Obstrüktif yani tıkanıklık oluşturan, A harfi; Akciğeri etkileyen, H harfiyse; Hastalık olduğunu tanımlamaktadır. Koah; Anfizem ve kronik bronşiti kapsayan, akciğerlere giren ve çıkan havayı nefes darlığına neden olacak derecede kısıtlayabilen, mutlaka ilerleyen, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Koah süreğen (kronik) bir hastalıktırkoah hastalığı

Anfizem nedir?

Kana oksijen taşınmasını sağlayan hava keseciklerinde harabiyete neden olan bir hastalıktır. Bunun sonucunda akciğerde elastikiyet kaybı ve nefes darlığı görülür.

Kronik bronşit nedir?

Kronik bronşit, en az iki yıl üst üste ve bu iki yılın en az üç ayında öksürük ve balgamla seyreden ilerleyici bir rahatsızlıktır.

Koah hastalığının nedenleri nelerdir?

1- Mesleki zararlı gazlar, tanecikler(mikro parçacık) solunması.
2- Etkin biçimde sigara kullanımı.
3- Hava kirliliği.

Koah hastalığının belirtileri nelerdir?

1- Öksürük
2- Balgam çıkarma
3- Kan tükürme
4- Soluk darlığı
5- Kanın oksijen doymuşluğunda azalma
6- Kalp yetmezliğine bağlı, ayaklarda şişme
7- Göğüste tıkanma
8- Hırıltılı solunum

Koah hastalığının türleri nelerdir?

1- A tipi (Amfizem)
2- B tipi (bronşit)
3- C tipi (karışık)

Koah hastalığı astımdan nasıl ayrılır?

İkisi de aynı kişide olabilir. Benzer belirtilere sahip solunum yolu hastalıklarıdır. Her ikisinde de akciğerlerde enflamasyon var. Ancak altta yatan enflamasyonun özellikleri her iki hastalıkta farklı. Tedaviye yanıtları da iki hastalığın da çok farklıdır.

Koah hastalığının vücuda ne gibi etkileri olmaktadır?

1- Hava yolları daralır, yani akciğerlere daha az hava girer.
2- Hava yollarının duvaları kalınlaşır ve şişer.
3- Hava yollarının çevrelerindeki kaslar , kasılır.
4- Hava yollarının içinde sekresyon ( balgam) artması tıkanıklara neden olur.
5- Alveol içindeki hava tıkanıklıktan dolayı geri boşalamaz, göğüsümüzü sıkışık hissederiz.

Koah bulaşıcı bir hastalık mıdır?

Koah bulaşıcı bir hastalık değildir .

Akciğerlerinizdeki hasarın hızını yavaşlatmak için siz ve aileniz neler yapabilirsiniz?

1- Sigarayı bırakın.
2- Kontrollerinizi aksatmayın.
3- Her muayenede ilaçlarınız hakkında konuşun.
4- Nefes alıp vermeniz kötüleştiğinde, hemen hastaneye veya doktorunuza gidin.
5- Evin havasını temiz tutun. Nefes alıp vermenizi zorlaştıran duman ve buharlardan uzak durun.
6- Vücudunuzu dinç tutun. Solunum egsersizlerini öğrenin.
7- Düzenli olarak yürüyüş ve egsersiz yapın.
8- Sağlıklı gıdalar yiyin. Sağlıklı bir kiloya gelin.

Koah hastalığının tedavisi nasıldır?

Koah tedavisinin iki ana amacı vardır. Birincisi hastalığın bulgularını düzeltmek ya da azaltmak, ikincisi ise hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır. Günümüzde Koah’ı ortadan kaldıracak, tamamen düzeltecek bir tedavi seçeneği yoktur. Ancak sigaradan uzak durmak bu hastalığı çok büyük ölçüde önler.
Bu hastalığın tedavi programında şunlar yer almaktadır:
1- Sigaranın bıraktırılması.
2- Çevresel ve mesleki sigaraya maruz kalmanın kontrolü.
3- Uzun süreli tedavi.
4- Ani başlayan atakların tedavisi.
Hastalığın derecesine göre tedavi, akciğerlere giden hava miktarını arttırmayı sağlayan bronkodilatatör gerektirebilir. Bunlar doktor kontrolünde düzenli olarak alınması gereken bakım ilaçları ve salbutamol, terbutalin v.b gibi bulguların ve krizlerin üstesinden gelmek için alınan rahatlatıcı ilaçlar olmak üzere iki çeşittir.
Ozon tedavisi gibi destekleyici tedavilerde uygulanabilmektedir.
Ayrıca balgam sulandırıcı ve antioksidan etkisi olan Asetilsistein adlı maddeninin Koah hastalarında yararlı olabileceği düşünülmektedir.
Destek tedavisi için doktorunuza danışarak bitkisel karışımlarda kullabilirsiniz.

1 Ekim 2013 Salı

Neden Unutuyoruz?


Günümüzde aktif yaşamın içinde bulunan her birey iletişim ve bilgi bombardımanı altında kalıyor. Birim zamanda beynin işleyip kayıt edebildiği bilgi miktarı ise sınırlı. Bu durumda herkes önceliklerine bağlı olarak bilgi kayıt işleminde bazı öncelikler yaratıyor. Dolayısıyla önceliğimizde olmayan konuları kayıt etmekte tembelleşiyor ve yeterince iyi kayıt edemiyoruz. Bu nedenle hatırlayamadığımız her bilgi parçacığı aslında unuttuğumuz değil, kayıt etmediğimiz bilgilerden oluşuyor. Aslında bu bir hastalık belirtisi değil ama unutkanlık kimi zaman ciddi hastalıkların habercisi de olabiliyor.

UNUTKANLIĞIN NEDENLERİ ARAŞTIRILIYOR

Bellek Sağlığı Merkezi'nde unutkanlığın nedenleri araştırılıyor, unutkanlığın erken belirtisi olduğu hastalıklar tespit ediliyor. Unutkanlık insanların hafızalarının kilitlendiği noktalardır. Hipokampus dediğimiz yakın bellek yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz eylemleri ve aldığımız bilgileri saklamakla görevli. Devamlı aklımızda tuttuğumuz değerli anlarımız ise beynin korteks dediğimiz kabuk kısmında saklı. Bu bölüm oldukça büyük bir kapasiteye sahip. Ancak hipokampus çok iyi çalışmazsa bu bizim korteksteki bilgileri çağırmamızı da engelliyor. Dolayısıyla bu çok değerli parçayı verimli kullanmak zorundayız.

UNUTMAYA NEDEN OLAN FAKTÖRLER

1) Damar sertliği (Ateroskleroz)
2) Yaşla beraber beynin glukoz metabolizmasının bozulması (Metabolik sendrom)
3) Depresyon
4) Obezite
5) Sakin ve durağan yaşam
6) Kontrolsüz hipertansiyon
7) Hormonal etkiler (Erken menopoz, tiroid hastalıkları)
8) Sigara ve alkol tüketimi

BELLEĞİ GÜÇLENDİRMEK MÜMKÜN MÜ?

Belleği güçlendirmek mümkün değil ama belleği maksimum seviyede, verimli bir şekilde kullanmak ve bu performansı korumak mümkündür. Kan dolaşımı, çevresel faktörler, yaşam biçimi çok önemli.

- Düzenli olarak bulmaca çözün.
- Yaptığınız iş haricinde okumalar yapın.
- Günde 1 saat yürüyüş yapın.
- Uykunuza ve beslenmenize dikkat edin.
- Toksin maddelerden uzak durun.
- Stresten uzak durun.
- Kendinize bir hobi oluşturun.

29 Eylül 2013 Pazar

Hastalıklara İlaç Gibi Gelen 20 Meyve



İşte vücudu bir çok hastalıktan koruyan 20 meyve...

Meyveler içerdikleri antioksidanlar sayesinde, vücudu bir çok hastalıktan koruyor. 

İşte size ilaç gibi 20 meyve...

Ahududu: Ellagic asit ve antioksidanlar açısından zengin. Vücudun rahim, gırtlak ve kolon kanserlerinden korunmasını sağlıyor. Bir avuç: 32 kalori

Elma: Astım ve diyabet riskini azaltan antioksidanlar içerir. Ayrıca ağız sağlığına iyi gelir. Orta boy: 75 kalori

Böğürtlen: Kalp krizi ve kanser riskini azaltıyor. Akciğer kanseri hücrelerinin büyümesine de engel, gut hastalığına da iyi geliyor. Bir avuç: 31 kalori

Armut: Çözünebilen lifli yapısı sayesinde kabızlığa iyi geliyor. Lifler ayrıca kandaki kolesterol seviyesini de azaltır. Orta boy: 96 kalori

Üzüm: İçerdiği antioksidan sayesinde kan basıncını düşürürüyor. Göğüs, ve kolon kanseri hücrelerinin yayılmasına da engel. Bir avuç: 53 kalori

Domates: İçerdiği likopen sayesinde kolesterol seviyesinin azalmasını sağlar ve ileri seviye prostat kanserine karşı korur. Orta boy: 22 kalori

Mango: Tropik bir meyve olan mango lutein antioksidanı açısından zengin olduğu için göz hastalıklarından koruyor. Yarım: 54 kalori

Avokado: Muzun iki katı potasyum içerir. İçerdiği sağlıklı yağlar kolesterol seviyesinin düşmesine yardımcı olur. Yarım: 114 kalori

Greyfurt: Flavanoid antioksidan açısından zengin. Farklı kanser türlerine karşı korurken kolesterol seviyesini de düşürüyor. Yarım: 52 kalori

Kiraz: Tüm meyvelerden daha çok antioksidan içerir. İltihapların iyileşmesini hızlandırır ve iltihap ağrılarını azaltır. Bir avuç: 46 kalori

Ananas: İçerdiği enzimler sindirimi kolaylaştırır. Kan pıhtılaşamasını ve kanser hücrelerinin büyümesini engeller. Yarım: 40 kalori

Limon: Diyabet, yüksek kan basıncı, kabızlık ve diğer birçok hastalıktan korur. Böbrek taşı tedavisine de yardımcı olur. Orta boy: 17 kalori

Kivi: Portakaldan daha fazla C vitamini içeriyor. Kemik ve diş yapısını güçlendirir. Kan değerlerini düzenler. Bir adet: 56 kalori

Portakal: Folik asit açısından zengin olduğu için sinir tahriplerinin tedavisine yardımcı olur. Kolesterol seviyesini de düşürür. Orta boy: 62 kalori

Muz: Bir muzda 422 miligram potasyum var. Bu sayede kan basıncının düşürür ve vücüdü bir çok hastalıktan korur. Orta boy: 105 kalori

Yabanmersini diğer tüm meyveden daha etkili antioksidanlar içerir. Alzheimer ve parkinson riskini azaltır. Bir avuç: 41 kalori

Çilek: Çilek sahip olduğu antioksidanlar sayesinde damar tıkanmasını ve tümörlü hücrelerin yayılmasını engelliyor. Bir avuç: 23 kalori

Papaya enzimi sayesinde sindirimi kolaylaştırır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Cilde iyi gelir. Orta boy: 59 kalori

Karpuz: İçeriğinin yüzde 92’si sudur. Kilo kaybetmek için yapılan diyetlere çok yardımcı olur. Bir dilim: 23 kalori

Şeftali: Yüksek oranda A vitamini vardır. Bu da bağışıklık sistemini düzenler ve hastalıklara karşı korur. Orta boy: 58 kalori