Clint Eastwood etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Clint Eastwood etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Ekim 2014 Cuma

İyi Kötü Çirkin


Tuco (çirkin), üzerine ödül konulmuş bir kanun kaçağıdır. Keskin nişancı Blondie (iyi) adlı kovboyla işbirliği yaparak kasabaları dolaşmaktadırlar. Tuco'yu kanun adamlarına teslim eden Blondie, ödülü alıp Tuco'yu asılmaktan son anda kurtarmaktadır. Bir kasabada işlerin ters gitmesi üzerine ortaklıkları bozulur.
Melekgöz (kötü) lakaplı Sentenza ise Bill Carson adında büyük miktarda altını ele geçirmiş eski bir askerin izini sürmektedir. Tuco'nun çölde Blondie'yi öldürmek üzere olduğu bir anda Bill Carson'la karşılaşmaları tüm planları değiştirir. Carson, altınları İç Savaş'ın hareketli olduğu bir cephede mezarlığa saklamıştır. Ancak Tuco mezarlığın yerini, Blondie ise mezarın adını öğrenebilmiştir. Mecburen işbirliğine tekrar dönen ikili altınları aramaya koyulur.
Cephede Güneyli üniformaları ile ilerleyen Tuco ve Blondie, Kuzeylilere esir düşer. Melekgöz Sentenza ise adamlarıyla birlikte esir kampının Kuzeyli çavuşudur. Carson'ın altınlarının yerini öğrenmeye çalışan Melekgöz, Tuco'yu başka bir şehre yollarken, Blondie ile mezarlığın olduğu bölgeye hareket eder. Ancak Tuco Kuzeyli askerlerden, Blondie'de Melekgöz ve adamlarından kurtularak, mezarlığa yaklaşırlar ancak mezarlık savaşın tüm hızıyla devam ettiği bir cephenin ortasındadır. Çarpışmayı durdurmak için iki tarafında peşinde olduğu köprüyü havaya uçururlar. Altınlara ulaşmaya ramak kalmışken Melekgöz son anda Tuco ve Blondie'nin yerini tekrar bulmuştur.
Hakimiyetin sürekli el değiştirdiği mücadelede mezarlığın ortasında yapılan üçlü bir düello kazananı belirleyecektir.

Alternatif

6 Mayıs 2014 Salı

Sara'ya İki Katır


Atıyla Meksika çölünde yalnız yolculuk yapan Hogan (Clint Eastwood) adlı Amerikalı silahşör, yakındaki bir tepenin ardından gelen çığlık seslerini araştırdığında üç serserinin çırılçıplak soydukları bir kadına (Shirley MacLaine) tecavüz etmek üzere olduklarını görür. Hogan, her üç serseriyi de de büyük bir soğukkanlılıkla ve acımasızca öldürerek kadını kurtarır. Adının Sara olduğunu söyleyen kadın elbiselerini giydiğinde, Hogan şaşkınlıkla onun bir rahibe olduğunu görür. Çölde bir çift katırla seyahat etmekte olan rahibe Sara, işgâlci Fransızlara karşı savaşan bir grup devrimci Meksikalı hesabına çalışmaktadır. Sara, Hogan'dan kendisini Meksikalıların kampına götürmesini ister. Hogan bu teklifi kabul eder, zaten kendisi de Meksikalı devrimcilerle bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşmaya göre Fransız garnizonuna yapılacak baskında Meksikalılara yardımcı olacak, karşılığında da garnizonun kasasındaki paradan bir pay alacaktır.

İkili kampa doğru ilerlerken, Sara'nın viski ve puro içtiğini gören Hogan, bir rahibeye uygun olmayan bu davranışlara çok şaşırır. Yolda Fransızlara cephane taşıyan bir treni tahrip ederler. Saldırı sırasında Hogan omuzundan yaralanır. Sonunda Juárez'in komutanlarından Albay Beltrán'ın (Manuel Fábregas) kampına ulaşırlar. Sara Meksikalı komutana Fransız kalesiyle ilgili ayrıntılı bilgi verir. Hogan'a da aslında bir rahibe olmadığını, kamuflaj amacıyla rahibe kılığına girmiş bir fahişe olduğunu ifşa eder. İkili Fransız kalesinin ele geçirilmesi hususunda birlikte hareket etmeye karar verirler. İkisi kaleye sızdıktan sonra kapıları açarak Meksikalı devrimcileri içeri alacaklardır.

Hogan'ın tek koluyla sergilediği kahramanlıkların ön planda olduğu destansı bir çatışmanın sonunda Fransızlar kaleyi Meksikalılara bırakarak geri çekilirler. Meksikalı devrimciler sözlerine sadık kalarak ele geçirdikleri ganimetin bir bölümünü Hogan'a verirler. Artık zenginliğe kavuşmuş olan Hogan ve Sara, görevlerini tamamlamış olmanın huzuruyla yeni maceralara doğru yola çıkarlar.