sınavıyerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sınavıyerim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Mart 2015 Salı

LYS'ye Başlama Yazısı

2015 LYS sınavına nasıl çalışılır
YGS sınavına girdik, çıktık. Sorular denemedekilere benzemiyordu. Denemelerde yetiştiriyorduk, ama sınavda yetişmedi. Önceden yeteri kadar LYS çalışmadık belki, ama şimdi LYS için saatler ileri sarıyor. Biliyorum, aklın karışık. Bugün yolundaki bu karışıklığı çözüp yine emin adımlarla yürümene yardım edeceğim.
Öncelikle, soru cevap şeklinde giderek en çok sorulan sorulara yanıt bulalım.

Soru - Cevap
Klasik sorulara sınava girmiş çıkmış biri olarak (2012 ve 2013) farklı bir bakış açısıyla cevap vermeye çalışacağım.
Klasik 1: LYS konu eksiklerim var, YGS'den önce çalışmamı söylemiştin, fakat yapmadım.
Cevap: Evet, söylemiştim. Belki az çalıştın, belki de az çalıştığını düşünüyorsun. Üzerinde durmamız gerek bu değil. Şuan için o günleri geri getiremeyeceğimiz için bu tür şeylerden pişmanlık duyma. Ne okul hayatında, ne de, hayatta. Bundan sonrası için neler yapabiliriz onu konuşalım.
Klasik 2: YGS sonucum kötü geldi, nasıl şuraya çekerim?
Cevap: Bu sorunun cevabı, 'YGS için ne yaptıysan daha fazlasını yaparak'tır. Gerçekten istiyorsan evet bu mümkün. Bugün bir plan yaparak bu işte sana yardımcı olacağım.
Klasik 3: Moralim hala düzelmedi. Çok iyi yapan arkadaşlarım var.
Cevap: Moralim bozulduğunda, motivasyon eksikliği yaşadığımda her zaman ne yaptığımı sana anlatmıştım değil mi? :) Şuraya bir geri dönüş yap. Ayrıca, bu durumu yaşıyorsan ders programını klasik müzik eşliğinde hazırlayabilirsin. Vivaldi, Bethooven ve Bach'ı öneririm.
Klasik 4: YGS'ye dair kafa karışıklığım var, istediğimi yaptığımı sanmıyorum.
Cevap: YGS'den sonraki ilk saatler bu soruyla kafan kurcalanır. Etrafına rahat görünsen de içini yiyen bir şeyler vardır. Ama bu 3-5 gün içinde geçtiği için ve biz bu süreci atlattığımız için böyle bir sorunun kaldığını sanmıyorum :)

ygs lys 2015
Hayat devam ediyor..
Düş Kırıklığı Hakkında
Size kendimden biraz daha bahsedeyim. 4. sınıfta Fen Lisesi puanı yapan, çok ateşli geçen deneme sınavlarının ardından ileride hepsi Anadolu Öğretmen Lisesi kazanacak olan arkadaşlarımı geçip sınav birinciliğini kapmıştım. Çok değil 2 sene sonra dersleri önemsememeye meyil ettim, fakat buna istinaden okuma kitaplarına heveslenmeye başladım.Sekizinci sınıfta OKS'ye girdim, en son giren bizlerdik. Ve sonuç olarak istediğim Anadolu Lisesini 0,25 puanla kaçırdım. Fen lisesine layık görülüp de tek bir soruyla bir Anadolu Lisesi'ne bile gidemeyen biri hayal kırıklığının ne demek olduğunu bilir. Ben yine de ertesi gün gidip sınavdan önce yiyemediğim dondurmadan iki tane alıp kendimi ödüllendirmiştim. Gittiğim beş yüz kişilik düz lisede dersi dinleyen, derslere önem veren öğrenci sayısı bir elin parmağını geçmezdi.
12. sınıfta girdiğim derslerde arkadaşların  aralıksız gürültüsünden ne hocayı dinleyebiliyordum, ne de katı kurallı bazı hocaların dersinde kitap getirip soru çözebiliyor, ne de boş derslerde iki satır ders çalışmak için gereken sessizliği bulabiliyordum.
Hepsinin arasında ailemin bana muhteşem bir güveni vardı, onları burada anmazsam olmaz. İlk seneki yenilgimin ardından(50 bin) tekrar gireceğimi söylediğimde bir aileden beklenecek her türlü olumlu cevabı aldım. İkinci senemde sınavdan bir hafta önce çalışmayı bıraktığımı fark ettiğim an banyoya gittim seneler sonra ilk kez ağladım. Bu sınavı kazanmayı ben haketmiyordum, aynadaki yaşlı gözlerimin içine bakıp "Bu sınavı kendim için değil onlar için kazanacağım, bana benden çok güveniyorlar, güvenlerini boşa çıkaramam" dememi yıllar sonra bile unutmayacağım. Ve o YGS sonuçlarının açıklandığı gün YGS1'de 2700'ü görünce ailemle yine duygusal anlar yaşadığımızı hatırlıyorum, mutluluk gözyaşları. YGS'den sonraki özgüven sarsılmamı da isterseniz bir sonraki yazıda paylaşırım, bazılarınız kendimi anlatmamı isterken bazılarınız daha çok genel bilgi istiyor. en iyisi böyle yapmak sanırım, ortaya karışık :) 


LYS Çalışma 2014

LYS Hazırlıkları
YGS'den sonra girdiğim LYS denemelerinde kaç net çıkarıyordum dersin? 80 soruluk Matta 40, 90 soruluk Fende 45 net çıkarıyordum desem inanır mısın? İnanma, çünkü bu netlerden de düşüktü. Aslında sınavı LYS'de ikinci kez kazandım diyebilirim. YGS'de istediğinden sonuç elde ettiysen ne yaparsan yap bir 'rahatlık' hissediyorsun, istediğinden kötü sonuç elde ettiysen de 'olmayacak' hissine kapılıyorsun. Oysa olması gereken, YGS iyi geldiyse o yerini koruyarak daha da yukarıya çıkmayı hedeflemelisin. YGS kötü geldiyse de %60'a yüklenerek yükselmeyi düşünmelisin, adım adım..


LYS Programı

YGS geçti, artık 10 ders değil, 5 ders ile ilgileneceksin. 5'inin yükünü attın. Bu iyi haber, kötü haber ise, LYS konularının sayısının az olmasına rağmen uzunluklarının fazla olması. Ama temelin olduğu için her konuda zorlanacağını söyleyemem, e sayısı da az, öyleyse.. :))

Önümüzde yaklaşık 6 haftalık bir süreç var. Bu süreci şöyle tam ortadan ikiye ayıralım. İlk 3 hafta bütün konuları bitirmen gerekecek. Evet, gerçekten ağır ama bu sınavı kazanman için bunu yapman gerekli. Hayallerin için. Devam ediyorum, sonraki 3 hafta ise tamamen soru çözmelisin. YGS konu ve konu tekrarı ile kazanılıyorsa, LYS soru pratiği ile kazanılıyor. O yüzden konu tekrarların bile soru çözerek geçmeli. Son 3 haftada denemeler, branş denemeleri, her gün bir dersin her konusundan birer test çözerek hazırlanacağız. Şimdi, önümüzdeki üç haftaya konularını sığdır ve çalışmaya başla. Unutma, asıl sınav LYS, ve artık ilk girişin olmayacağı için ne kadar güçlü bir sınav olduğunu tahmin edebiliyorsun, şimdi, hazırlanma zamanı.

14 Ağustos 2013 Çarşamba

Bir Başarı Öyküsü

Bir Başarı Öyküsü
Sana bugün biyografisini bir kitapta okuduğum ve çok etkilendiğim Oprah Winfrey'in hikayesini ve tavsiyelerini anlatacağım.

Oprah'ın şuanki durumu hakkında; Oprah Winfrey 145 ülkede gösterilmiş ve yaklaşık 20 yıldır en çok izlenen sohbet programının “The Oprah Winfrey” sunucusu olan sanatçıdır. 58 yaşında olan Oprah Winfrey, Forbes dergisine göre 20. yüzyılın en zengin siyahi Amerikalısıdır. 2.7 milyar dolarlık serveti ile dünyadaki tek siyahi milyarderdir. Aynı zamanda yüzyılın en etkili kadınlarındandır.

Aslında şuanki durumuna erişmek onun için hiç de kolay olmadı, şanslı doğanlardan değildi, o da sıfırdan zirveye oynadı. Peki bunu nasıl başardı?




29 Ocak 1954’te, Amerika’nın Mississippi eyaletindeki, Kosciusko kasabasında, Protestan bir mezhep olan Baptist mezhebinden bir çiftin kızı olarak dünyaya gelen Oprah Winfrey’nin, anne ve babası evlenmemiş gençlerdi.Annesi, Vernita Lee bir hizmetçi, babası Vernon Winfrey ise bir madenciydi.
Doğumundan sonra, annesi eyaletin kuzeyine taşınan Oprah, hayatının ilk altı yılını kırsal kesimde, büyükannesi Anita Mae’nin yanında, yoksulluk içinde geçirdi. Oprah’a üç yaşındayken okumayı öğreten büyükannesi, daha sonra onu, semtin kilisesine beraberinde götürmeye başladı.

 Altı yaşındayken, annesi, Oprah’ı yanına alıp, Milwaukee kentinin yoksul bir mahallesine taşındı. Burada kuzeni, amcası ve bir aile dostu tarafından sürekli rahatsız edilen Winfrey, evdeki sağlıksız koşullara rağmen, 2. ve 8. sınıfları okumadan atladı ve onüç yaşına geldiğinde kentin banliyölerinde beyaz öğrencilerin gittiği prestijli bir liseye, burslu olarak kabul edildi. Lisesinde iftihara geçen, münazara ekibine katılan ve ülke çapında dramatik yorumda ikincilik ödülü alan Winfrey, daha sonra başka bir konuşma yarışmasını kazanarak, 1971’de, tarihsel olarak bir siyahi okul olan Tennessee Eyalet Üniversitesi’nden tam burs aldı.Kazandığı bursla, iletişim konusunda öğrenim yapan Winfrey, onsekiz yaşındayken ‘Miss Black Tennessee Beauty Pageant’ı kazandı. Bir röportaj sırasında, gençliğinde, mısır koçanlarından yaptığı bebekler ve ailesinin arazisini çevreleyen çitin üzerine konan kargalarla söyleşi yaptığını söyleyen büyükannesi, Oprah’nın konuşmayı söktüğünden beri, kendi hayali sahnesinde olduğunu belirtti.

1983’te, çok ilgi çekmeyen yarım saatlik bir sabah talk şovu olan, AM Chicago’yu sunmak için Illinois eyaletindeki Şikago kentine yerleşen Oprah, işi devraldıktan sonra, ilk bölümü 2 Ocak’ta yayınlanan televizyon şovunu, birkaç ay içinde en alt sıralardan, Şikago’nun en yüksek izlenirlik oranına sahip televizyon programı haline getirerek, Phil Donahue’yı geride bıraktı.

8 Eylül 1986 tarihinden itibaren Winfrey’nin şovu, ülke çapında, 120 kanalda, tam saat yayınlanmaya başladı ve isim değiştirerek, The Oprah Winfrey Show oldu. Time Dergisi, çok az kişinin bu kadar kısa zaman çerçevesinde, Oprah Winfrey’in başarabilği gibi zirveye tırmanarak, en popüler talk şov sunucusu haline geleceğini tahmin edebileceğini yazdı.Programıyla olduğu kadar kilo verme çabalarıyla da tanınan ve bu çabası sonrası 45 kilo kaybedip, ideal kilosuna yaklaşmayı beceren Winfrey, 2004 yılında, 212 Amerikan kanalında ve 100 aşkın dünya televizyonunda yayınlanan, The Oprah Winfrey Show’un, 2010 – 2011 sezonuna kadar yayının devamı için anlaşma imzaladı. Life Dergisi tarafından, jenerasyonunun en ilham verici kadını olarak görülen Winfrey’i, 2005’te Business Week, Amerika’nın gelmiş geçmiş en hayırsever siyahi kadını olarak adlandırdı.
 Bir hayır kuruluşu olan, Oprah’s Angel Network, Güney Afrikalı kız çocuklarının eğitimi ve Katrina Kasırgası madurlarına yardımı da kapsayan birçok program için, 51,000,000 dolardan fazla bağış topladı. 

Kazandığı çok sayıda Emmy Ödülü ve sunuculuğunun yanısıra, kitap eleştirmenliği, Oscar Ödülü’ne aday gösterilmiş olması ve tirajı yüksek bir derginin yayımcılığıyla da tanınan, Forbes Dergisi’ne göre, 20. yüzyılın en zengin siyahi Amerikalısı ve 2004 yılı itibariyle, dolar bazında dünyadaki tek siyahi milyarder olan Winfrey, 1992’den beri, bir halka ilişkiler müdürü olan, Stedman Graham’la nişanlıdır. Şikago’da yaşayan çiftin, Montecito, Kalifornia, Rolling Prairie, indiana, Telluride ve Kolorado’da da evleri bulunmaktadır.
Kaynak: guzelbilgiler.com

Oprah Winfrey'in hayattan öğrendiği 20 şey

1. Ektiğin kadarını biçersin. Emeğin sana mutlaka aynı oranda geri döner.
2. Kendi hikayeni kendin yaz. Kimse senin senaryonu yazmasın.
3. Geçmişte birinin sana yaptığı bir kötülüğün, bugün hiçbir gücü yoktur. Ancak sen o gücü verirsen olur.
4. İnsanlar sana kendilerini nasıl tanıtıyorlarsa, önce öyle kabul et.
5. Endişelenmek vakit kaybıdır. Öyle yapacağına, endişelendiğin şeyle ilgili bir şey yapmaya harca o zamanını.
6. Neye inandığın, hayallerinden, isteklerinden ve beklentilerinden çok daha güçlüdür. Sonunda her zaman, inandığın şey oluyorsun.
7. Sadece tek bir dua edeceksen, o ‘çok şükür’ olsun.
8. Mutluluğun verdiğin sevgi kadardır.
9. Hata, seni başka yöne yönlendiren bir yol işaretidir.
10. Herkesin dediğinin aksine davranırsan, dünya yıkılmaz.
11. İçgüdülerine güven, onlar yalan söylemez.
12. Önce kendini sev. Sonra da, o sevgini her fırsatta etrafına yaymayı öğren.
13. İşini tutku yönetsin.
14. Sevdiğin şeyi yaparak para kazanmanın bir yolunu bul. O zaman her maaş, sana bonus olur.
15. Aşk acıtmaz. Çok da iyi hissettirir.
16. Her gün, yeniden başlamak için bir fırsattır.
17. Dünyadaki en zor iş, anneliktir. Ve bütün kadınlar bunu ilan etmelidir.
18. Şüphe, ‘-ma’ ekidir. Kıpırda-ma, cevapla-ma, acele et-me.
19. Ne yapacağını bilemediğinde, sakinleş. Cevap gelir.
20. Hiçbir dert sonsuza kadar sürmez.
Dilerim bu 20 fener, şimdi yanar. Ve bundan böyle yol boyu hep bizimle olur. Olursa iyi olur, eminim.

İşte böylee :) Okuduğumda ben de çok etkilenmiştim. Nereden nereye gelebiliyor insanlar, halbuki bizim önümüzde olan orta zorlukta bir sınav. Durumumuz da Oprah'a göre çok daha iyi ve biz gelmiş dertleniyor muyuz? Kabul, sınav çalışması kolay değil ama sen de şunu kabul et ki yapamayacağın şey değil. Bir de, sınava çalışmak çok zevkli :)
 İyi çalışmalar ^^ 


27 Temmuz 2013 Cumartesi

Aylık Planda İnce Noktalar

günlük haftalık aylık program
Aylık plan yapmasını biliyorsundur. Soldaki gibi bir tablo oluşturuyorsun. Sadece sağ kısmı çizsen yeter, yatay çizgilere gerek yok.
Sonra her hafta ne yapacağını genel olarak yazıyorsun. "Türkçe'de ilk 5 konuyu bitir." gibi.

Bu yazıda bahsedeceğim asıl kısım YGS - LYS Dengesini ayarlamak ki bu en önemli yazılardan olacak.

Sınava giren 10 öğrenciden 9unun düştüğü hatadır YGS'ye kadar YGS çalışmak. Böyle yapılmasının birkaç nedeni var hemen söyleyeyim; YGS'ye daha önce gireceksin, YGS'nin konu sayısı daha fazla.
Kabataslak baktığımızda da, şuan ısınma aşamasındasın diye kabul ediyorum(değilse de ha gayret!).  Eylül'de çalışma kıvamını yakaladın desek YGS'ye 7 ay, LYS'ye 2,5 ay çalışmış oluyorsun bu mantıktan. Hem YGS'nin konu sayısı fazla olsa bile LYS'nin konuları daha uzun ve daha derin(Level 2 :)). O yüzden bu yapılan kesinlikle bir hatadır.

Peki nasıl yapayım? diyeceksin şimdi. Şöyle yap;


»Eylül - Ekim - Kasım - Aralık - Ocak aylarında YGS konularının tamamını ve LYS'nin en önemli konularını(Öyle seç ki LYS'nin %50si bu konular olsun) bitir. Sana tam 5 ay süre. Hedefine ulaşman için.
Önemli Edit: YGS Konularında fazla oyalanma. 5a ayın 1,5a'sı YGS 3,5a'sı LYS olsun. 
»Şubat - Mart aylarında da, ki bu tam 1,5 aylık bir süre, %90 YGS odaklı çalışacaksın. Yani arada bir tekrar testleri çözeceksin, ama onun dışında tam kapasite YGS yükleneceksin.
*Şöyle bir gerçek var araya sıkıştırayım; LYS çalışırken YGS de çalışmış olursun. YGS çalışırken de LYS'ye temel oluşturursun. O yüzden o 5 aylık sürede hem YGS hem LYS'de olan konuların önce YGS kısmını sonra LYS kısmını bitir. İkisini de bitirmelisin çünkü iki sınavın soru tipleri de farklı.
»Nisan-Mayıs-Haziran ayları ise tam bir şenlik. Geri kalan LYS konularını rahatça bitirip sürekli soru çözeceksin olay budur :)
*Sayısaldan girecekler için not düşeyim diğer alandakiler de kritik yapıp kendilerine uyarlasınlar: "LYS'ye konu çalışarak hazırlanır" sözü tamamen bir saçmalık! İlk sene buna güvenmiştim LYS'de bir adım ilerleyemedim. Çok da pişman olmuştum soru çözmeyip konu çalıştığıma. Aman ha!
Bugünlük bu kadar :)