başlangıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
başlangıç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Şubat 2015 Pazar

YGS LYS Ders Notları

Blogda şimdiye kadar yayınladığım ve bundan sonra yayınlayacağım ders notlarını aşağıda bulabilirsiniz :)

Sınavı-Yerim'de yayınlanan ders notları:

  1. Biyoloji - Fotosentez ve Kemosentez Ders Notları
  2. Kimya - Bileşikler Ders Notları
  3. Kimya - Karışımlar Ders Notları
  4. Matematik - Sayılar Ders Notları
  5. Matematik - Basit Eşitsizlikler Ders Notları
  6. Kimya - Kimyasal Değişimler  Ders Notları
  7. Biyoloji - Sindirim Sistemi Ders Notları
  8. Kimya - YGS Organik Kimya Ders Notları
  9. Biyoloji - Sinir Sistemi Ders Notları 
  10. Matematik - Bölünebilme Kuralları Ders Notları
  11. Kimya - Bileşikler Ders Notları
  12. Matematik - Sayılar Ders Notları  
  13. Kimya - Hayatımızda Kimya Ders Notları

Yayınlanacak ders notları:

  1. Kimya - LYS Organik Kimya Ders Notları
  2. Biyoloji - Endokrin Sistemi  Ders Notları
  3. Biyoloji - Boşaltım Sistemi  Ders Notları

Akıl Haritaları:
Sınava çalışırken hazırladığım, yarım kalmış 3 tane akıl haritası var elimde. Bunları inceleyerek basit bir akıl haritasının nasıl oluşturulacağı ve derslere nasıl uyarlanacağı hakkında bilgi edinebilirsiniz, öte yandan bunları tamamlayıp bu konuların tek sayfalık özetini de elde edebilirsiniz.
  1. Biyoloji - Sindirim Sistemi
  2. Biyoloji - Solunum Sistemi
  3. Kimya - Gazlar
ders notları
Sınavı-yerim'i takip et:
www.facebook.com/sinaviyerim




https://plus.google.com/u/0/107748487280046823876/posts




30 Temmuz 2014 Çarşamba

Sınava Hazırlığa Başlangıç

Ders Çalışma


Sınavı Yerim'in bu özgün 78. yazısında, sınava çalışmaya başlangıç ile ilgili yazdığım yazılardan bir derleme bulacaksın.


ÇALIŞMAYA HAZIRLIK
Öncelikle, başlarken bir isteksizlik hissedeceksin, şuanki alışkanlığın ve çalışmak istediğin süre arasındaki farkı düşündükçe canın sıkılacak. O yüzden öncelikle Başlangıç Sendromu'nu tanımalı ve onu düzeltmelisin.
Onu düzelttikten sonra Günlük Program Nasıl Yapılır? yazısına uygun olarak ciddi hazırlıklara başlayabilirsin.
Bu sırada elbette Sınav için Kitap Tavsiyelerine ihtiyaç duyacaksın. Her yıl yeni kitaplar çıkar fakat sana en uygun olan kitaplar elbette vardır.
Bu arada değişik öğrenme stilleri uygulama adına Öğrenirken Yaratıcılığını Arttır yazı dizisini okuyabilirsin.
Günlük programı öğrendinse bir de Aylık Ders Programı Nasıl Yapılır'ı öğrenmelisin.


KİTAP OKUMA
Klasik Kitap Okumanın Faydaları yazısından kitap okumanın sınav açısından önemini öğrenebilirsin.
Bu sırada Sınava Faydalı Kitapları okuman senin hem sınav hem kültürel açısından gelişmeni sağlayacaktır.


TEKNOLOJİYİ AVANTAJA ÇEVİRME
Sınava çalışırken her konudan soruların olacak ve bir yandan da eski alışkanlıklarından en zararlısı olan telefonu, sınav aksatan şekilde değil sınav odaklı kullanmayı Telefonunu Sınav Telefonuna Dönüştür yazısından öğreneceksin.
Aynı şekilde 3 Beyaz yazısından Televizyon ve Bilgisayar ile ilgili olarak da birtakım faydalı uygulamalar öğrenebilirsin.


OKUL & DERSHANE
Yaz sonuna doğru dershaneye kayıt olmalı mıyım diye düşüneceksin. Dershane Gerekli Mi? ve Mezunlar için Dershane Gerekli Mi? yazılarından mutlaka öğreneceğin önemli bilgiler vardır. Bu yazıdan sonra farkına varacağın gibi bütün öğrenciler birbirinden farklı olduğu için herkesi bir kalıba sokmaktansa en uygun kararı sadece kendin verebileceğin için basmakalıp cümleler yerine bu tür rehberlik yapmak, senin sorumluluk almanı, dolayısıyla sınavı daha da ciddi düşünmeni sağlayacaktır..
Okul ile birlikte Okul & Dershane & Özel Ders Dengesi'ni kurmak bayağı zor olacaktır. İlgili yazıda sana bu konuda yardımcı olmaya çalıştım.
Okul başlayınca hem okul hem dershanede zaman zaman arkadaşların senle açıkça kıyaslama yapacak. Bunun etkilerini Kıskanç Arkadaş yazısında inceledim.
Dershanede arkadaşlarının birbiriyle ve seninle kıyas yapacağı gibi hocalar da 12. sınıflar ile mezunları kıyaslayacaktır. Bununla ilgili 12. Sınıflar vs Mezunlar yazısını okuyabilirsin.


Sınavı Yerim ile yeni tanışmış arkadaşlar için nasıl bir öğrenci olduğumu  şuradaki yazıdan kısaca öğrenebilirler. Benim yazın nasıl çalıştığımı ise şuradaki yazıda anlattım.
İyi çalışmalar :)

13 Ağustos 2013 Salı

Okul - Dershane - Özel Ders Çemberi 1

Okul Dershane dengesi
     Okul - Dershane - Özel Ders Çemberi 1
Bu üçlünün dengesini kurmada pek çok zaman sıkıntı yaşarız. Kendimi de dahil ediyorum çünkü ben de çok yaşamıştım. Sana bu yazı serisinde bu durumlarda ne yapman gerektiğinden bahsedeceğim;
Okul - Dershane Dengesi ve Okul - Dershane - Özel Ders Dengesi konusunda sıkıntılıysan bu yazıyı daha bir dikkatle oku.

Serinin bu ilk yazısı ise; Dershaneye gitmiyorken, Özel ders alıyor veya almıyorken yani şuandaki halin hakkında.





Şuan bunlardan hiçbirine gitmiyorsun muhtemelen, ya da sadece özel ders alıyorsun. İkisini de inceleyelim. Hiçbirini almıyorsan yapman gereken program hazırlamak, nasıl hazırlayacağını anlatmıştım yazının altında linklerini bulabilirsin, ve bu programa uymak. Program dışına taşmamak için de birden ağır bir program uygulamamalısın. Günde çalışman gereken 10 ise ve sen 4'te isen 7'lik veya 8'lik program sana ağır gelir, programı uygulanamaz hale getirmiş ve kendini ümitsizliğe atmış olursun. O yüzden program yaparken "erişmek istediğin saate yakın" bir şey değil de "şuanki çalışmandan biraz fazlasına yakın" bir şey hazırlamalısın. Program uyguladıkça çalışma alışkanlığı kazanacaksın, çalıştıkça da dersleri seveceksin, durduk yerde çalışasın gelecek :)

Özel ders alıyorsan da yıldızlı bir durumu yapman gerekir; Diyelim ki Haftada 1 kez özel ders alıyorsun. Hocan geldi veya hocana gittin, konuyu çalıştınız, konu bitti, ayrıldınız; Evdesin, bir şeyler atıştırdın ve  odana geçtin. Yapman gereken şey; çalıştığınız konuyu notlarınız üzerinden hızlıca tekrar etmek ve onunla ilgili 5-6 test çözmek ve hafta boyunca hocanın verdiği ödevleri yapmak. Böyle yaparsan hiçbir konuyu atlamadan eksiksiz öğrenirsin. Tekrarı ve testi sakın unutma!

Seni ikna etmek için diğer bir durumu inceleyelim; Derslerin bittikten sonra eve gidince kitabı kapatıp dinlenmeye çekilirsen, hem o kadar çaba, o kadar ders, o kadar para boşuna gider hem senin ve ailenin ümitleri, bunun garantisini veririm sana.

Bu konuda birdahaki yazım dershaneler açılınca olacak, çünkü asıl o zaman işine yarayacak bu konu/durum :)
Program hazırlama ve çalışmaya başlama yazıları: Başlama Sendromu , Günlük Program Nasıl Yapılır? , Aylık Planda İnce Noktalar

İyi çalışmalar :)


6 Ağustos 2013 Salı

Mezunlar için Dershane Seçimi

Dershane gerekli midir
Bu yazı mezun iken, ve 12. sınıf iken yaptığım dershane seçimlerim üzerine, mezun olmasan da okuyabilirsin. 

Mezuna kalınca en önce hayat düzeniniz değişir.
Bu yazıda, önceki Dershane Gerekli Mi? yazısının mezun versiyonunu konuşacağız.

Öncelikle bu sene 12'ye geçen arkadaşım, aklında mezuna kalmak gibi bir düşünce varsa ihtimal vermeden 'kesinlikle yanlış yoldasın' diyorum. Mezuna Kalmanın İyi ve Kötü Yanları'nı bir oku. Fikrini değiştirir umarım.

Bir mezun için şu zamanlarda hafiften 'dershane seçimi' düşünceleri yankılanır. Ben sana şu dershaneye gitme buna git demeyeceğim, desem bile ilden ile değişiyor be dershaneler. Şu ilin A'sı bu ilin B'si iyi o yüzden öncelikle yapman gereken; dershane seçmek. Eğer dershaneye gideceksen tabi, gerekli olup olmaması konusunu şurada uzun uzun konuşmuştuk. O yüzden bu yazımda sana şu seçimde yardımcı olacağını düşündüğüm hikayemi anlatacağım.

  
Dershaneyi nasıl seçeceğim, sen nasıl yaptın?
Dershaneye kesin gideceğim diyorsan burada sana birkaç fikir vereceğim. Yorumlarda; yazılarda kendi yaptıklarımı da anlatmamı istiyorsunuz, bu sefer anlatıyorum o zaman, dinlerken bu konuda sağlam bir fikir edinirsin umarım. 12. sınıfta K dershanesine gittim. Bana pek bir şey katmadı, o çoğu dershanede olan 'çok konuşan, çok çalışkan öğrenci ile çok ilgilenilir' fasa fisosu orada da vardı, ilk sınıfta olsam bile pek bir şey görmedim hocalarımdan sağolsun. Hocalarla aramda hiçbir şey yoktu diyemem ama, bir ton para vardı evet, hehe :)

Pek bir şey katmadı yani anlayacağın o dershane bana. Mezuna kalınca yine dershane seçimi konusu gündeme geldi. Burada gidebileceğim K, L, M dershaneleri var. M zaten iflas etmek üzereydi o yüzden iki seçeneğim kalıyordu. K dershanesine gideyim dedim yine, çünkü M'den biraz uzaktım, evet yol olarak. ve K'ya gittim. Bak şimdi sen. Gider gitmez hocalar "Vay Hakan!!" falan dedi. Ama kayda gitmedim bak sadece durumu nasıl dershanenin diye gittim baktım, tamam açıkça söylüyorum onları sorguya gittim :)

Şimdi, bu dershane öyle bir dershane idi ki, sana haftada 40'ar dakikadan 3 birebir veriyor. E toplasan 5 sayısal dersin var. 3üne aldın, diğer 2si kalacak. Öbür hafta yine ikisi derken olmayacak. Dedim bari 5 yapın, hoca eksik dediler, onun yerine hocalar 4-5 gibi dersten çıkıyor 7'ye kadar buradalar o zaman sorarsın dediler. Dersime girecek hoca da tam oradaydı. Rehber hocanın dediğini ona ilettim; böyle yapsam 7'ye kadar sorumu çözer misiniz dedim? Dershane Açığı No.1 : Ben ne duracağım burada, dersim bittiyse giderim. Aynen böyle dedi. Geçen sene gittiğim dershane bu, daha kayıda değil, durumlarını yoklamaya gitmişken böyle bir tepki aldım.

Rehber hoca bu olaydan sonra ikna edemedi tabi. Götürdü beni dershane kurucusunun odasına. Oturdum, biraz sonra o geldi. Ona da aynı sorular... Dedim yine hoca sayısını arttırın o zaman, cevap; Herkes daha fazla para verir o zaman 100 lira için bile diğer dershanelere giden var?(uh :)) Dershane Açığı No.2: Onun yerine ben sana 2 birebir daha fazla koyayım her hafta, sen de 2 yerine 3 milyar öde.  O anda kendimi tebrik ettiğim bir açık daha buldum ve dedim; Herkes 5 birebir alırsa hocaların nasıl vakti kalacak? Düşünsene adam hoca almıyor, sana 2 birebir fazla veriyor, ona 2 birebir fazla veriyor. Böyle böyle hocaların da vakti kalmayacak ki o zaman başkasına birebir veremez hale gelecekler, çünkü hoca sayısını sabit tutuyor akıllı kurucumuz. Buradan da anlıyoruz ki mesele para.

Para meselesini fark edince biraz daha üsteledim. Dershanenin açığını bulmaya çalıştım, tabi asıl amacım kendi sorularımı sormak, bana uygun ortamı yaratabileceklerini(?) görmek. Hep senin aklına takılan o soruları ben karşımdaki dershane sahibine sordum. Dedim ki adam kayırıyorsunuz, herkes aynı parayı veriyor ama daha çok konuşanla, daha çok çalışanla daha çok ilgileniliyor. Bizde geçen sene D vardı, herkes 3 birebir alırken o bir sürü birebir alabiliyordu. Evet bunu onun yüzüne söyledim.

 Ben devam edince kurucumuz en büyük açığı verdi. Aynen aktarıyorum: Bak, seninle açık konuşayım. Benim için ne dershane birinciliğinin ne ilçe ne de il birinciliğinin önemi var. Benim için Türkiye derecesinin önemi var, o bana 100 milyarlık reklamdan daha çok para kazandırıyor.

Bu laflardan sonra ve rehber hocasının demin 25 kere tekrar ettiği 'Bencilsin oğlum sen'(3 birebiri 5 yapın deyince bu etiketi yedim :D) laflarından sonra, hele bir de kayıt için değil de durum yoklamak için geldiğimi de hesaba katınca ben bu dershaneye gitmekten vazgeçtim. Evet, bak görüyor musun o girişte Hoşgeldiiin deyip elini sıkan dershane bir yarım saat sonra dipteki kara yüzünü nasıl yüzeye çıkarıyor, seni öğrenci değil de eli kalem tutan bir cüzdan olarak görüyor. O yüzden gitmeyi düşündüğün dershaneyi mutlaka kayıt öncesi ziyaret et, girişte güleryüz görürsün ama gerçekten sana istediğini verebilecek mi? bunu sorup soruşturarak öğrenebilirsin ancak.

Sonra da L dershanesine gittim. Girişte bir hocayı 1 saat boyunca soru yağmuruna tuttum. Dedim ki ben o afişe astığınız çocuklardan olmak istiyorum desem ne yaparsınız :) Öyle de güveniyordum kendime, mezuna kalmışım ya, demiştim mezuna kalmak için o özgüveni kendinize aşılamalısınız. Yani ben 48 binden ilk 5 bine giremeyeceğime inanmasam o gün, mezuna kalmazdım. Madem mezunuz hedefimizi de büyütelim düşüncesi doğru bir düşünce :) Hoca birçok soruma tatminkâr cevap verince, diğer dershaneden de pardon 'para bankası'ndan da bencil lafını yüklenince bu dershaneye gitmeye karar verdim, evet işte böyle oldu dershane hikayem. Kendimi anlattım bu sefer, umarım sıkılmamışsındır :)

İyi çalışmalar :)


30 Temmuz 2013 Salı

Türkçe Nasıl Çalışılır?

Renkli kitaplar, kitap
Türkçe'ye çalışmak zevkli midir? Yapabiliyorsan evet! Bir hocam şunu sormuştu bize; "Yapabildiğiniz dersi mi seversiniz, sevdiğiniz dersi mi yapabilirsiniz?" Bu, civciv yumurta olayına benzese de cevabı iki tane 'evet'tir. Peki ne demek bu?
Sevdiğin ders ile seve seve ilgileneceğin için o dersi rahatlıkla öğrenebilirsin.
Yapabildiğin dersi de başlarda pek sevmeyebilirsin, ama yaptıkça sevmeye başlarsın.




Peki, konumuz Türkçe. Türkçe nasıl çalışılır?
İlk yöntemi şu değerli günlerini çalışmakla harcayanlara anlatacağım, sen de bunların içindesindir umarım :) 

1 Tane konu anlatımlı kitap, 1-2 tane de cep kitabı bir de defter(not defteri de olabilir) alacaksın. Konunun ilk parçasını konu anlatımlı kitaptan bitireceksin. Bunları defterine kısaca not edeceksin. Sonra o parçayı cep kitaplarından da bitirip eksik kalan kısımları da tamamlamış olacaksın. Sonra bunları da defterine özet şeklinde not edeceksin. Konunun diğer parçalarını da böyle bitirdikten sonra konu testleri + 100 soru da sen çözeceksin. Dershane hocamın bana tavsiye ettiği, benim de uyguladığım bir yöntemdir.
Bir avantajı da, bir konuyu unutmaya yakın olduğunda, bir konunun bir kısmını hatırlayamadığında birçok kaynak taramak yerine açacaksın defterini tak diye bulacaksın.
Türkçe nasıl çalışılır?

Sonraki zamanlarda ise biraz soru + çokça deneme ile Türkçe'ni düzeltip zirvelere taşıman mümkün.
Önemli olan hiçbir noktayı atlamaman. Hiçbir soruyu, çözümünü öğrenmeden bırakmaman.

Peki böyle çalıştığımda ne kadar yükselebilirim?
Sınavda 4Y yaptığıma bakmayın, en zor sınavlarda bile bu çalışmayla 40 neti bulduğum olmuştu.

İkinci yöntem ise, yukarıda anlattığımdan 'not defteri'nin çıkarılmış halidir. Yani konuyu 1-2 yerden çalışıp üstüne soru çözmek, ileriki zamanlarda da soru + çokça deneme ile işi halletmek.


Paragraf Soruları'nda napalım?
Türkçe uzun Paragraf sorusu sbs
8. Sınıf SBS Sorusu

Bu apayrı bir konu, birdahaki Türkçe incelememde sadece paragraf sorularını ele alacağım.
Okuduğun için teşekkürler. İyi çalışmalar :)

28 Temmuz 2013 Pazar

12.Sınıf vs Mezun

12. sınıflar ile Mezunlar sınav konusunda birçok kez karşı karşıya gelirler.


Dershane ortamını ele alalım. 12.Sınıftaysan hocadan duyduğun: Mezunlar fena çalışıyor.
Mezunsan hocadan duyduğun: 12. Sınıflar fena çalışıyor.
Gülünç ama aynen böyle :)

12. Sınıfta okuyorsan kendi sınıfındakileri geçtikten sonra mezunlar ile seve seve yarışacaksın.
12. Sınıfın bir mezunu geçmesi ise mezun için moral bozucudur.

12. Sınıftayken gittiğim dershanede bir 11.sınıf, TMleri geçmişti deneme sınavında, sınavdan sonra öğrencileri geçtim hocalar bile sen sınavlara girme dedi :D O yüzden 11deyken böyle şeyler yapmana gerek yok :) 12. sınıftayken mezunları geçme çaban olsun ama.

Bu kadar rakip göstermiş olsam da bu durumun tam tersi de var. Yani [Rekabet] yerine [Paylaşım]'ı seçmek.
Diğerlerini bırakalım ister 12 ol ister mezun, birbirinizle ve arkadaşlarınızla o paylaşım ağını kurmaya çalışın. İşte o zaman ikiniz de kazançlı çıkarsınız. Hocaların dürtüklemesiyle elbette dozunda rekabet ve dershanede derece çaban olacak ama en onun kadar değerli olan şey de karşılıklı yardımlaşmaktır.
Böyle bir ortamı dershanende bulamazsan Whatsapp'ta bulabilirsin.

Bugünlük bu kadar, yarın "Akıl Haritası Oluşturalım "

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Aylık Planda İnce Noktalar

günlük haftalık aylık program
Aylık plan yapmasını biliyorsundur. Soldaki gibi bir tablo oluşturuyorsun. Sadece sağ kısmı çizsen yeter, yatay çizgilere gerek yok.
Sonra her hafta ne yapacağını genel olarak yazıyorsun. "Türkçe'de ilk 5 konuyu bitir." gibi.

Bu yazıda bahsedeceğim asıl kısım YGS - LYS Dengesini ayarlamak ki bu en önemli yazılardan olacak.

Sınava giren 10 öğrenciden 9unun düştüğü hatadır YGS'ye kadar YGS çalışmak. Böyle yapılmasının birkaç nedeni var hemen söyleyeyim; YGS'ye daha önce gireceksin, YGS'nin konu sayısı daha fazla.
Kabataslak baktığımızda da, şuan ısınma aşamasındasın diye kabul ediyorum(değilse de ha gayret!).  Eylül'de çalışma kıvamını yakaladın desek YGS'ye 7 ay, LYS'ye 2,5 ay çalışmış oluyorsun bu mantıktan. Hem YGS'nin konu sayısı fazla olsa bile LYS'nin konuları daha uzun ve daha derin(Level 2 :)). O yüzden bu yapılan kesinlikle bir hatadır.

Peki nasıl yapayım? diyeceksin şimdi. Şöyle yap;


»Eylül - Ekim - Kasım - Aralık - Ocak aylarında YGS konularının tamamını ve LYS'nin en önemli konularını(Öyle seç ki LYS'nin %50si bu konular olsun) bitir. Sana tam 5 ay süre. Hedefine ulaşman için.
Önemli Edit: YGS Konularında fazla oyalanma. 5a ayın 1,5a'sı YGS 3,5a'sı LYS olsun. 
»Şubat - Mart aylarında da, ki bu tam 1,5 aylık bir süre, %90 YGS odaklı çalışacaksın. Yani arada bir tekrar testleri çözeceksin, ama onun dışında tam kapasite YGS yükleneceksin.
*Şöyle bir gerçek var araya sıkıştırayım; LYS çalışırken YGS de çalışmış olursun. YGS çalışırken de LYS'ye temel oluşturursun. O yüzden o 5 aylık sürede hem YGS hem LYS'de olan konuların önce YGS kısmını sonra LYS kısmını bitir. İkisini de bitirmelisin çünkü iki sınavın soru tipleri de farklı.
»Nisan-Mayıs-Haziran ayları ise tam bir şenlik. Geri kalan LYS konularını rahatça bitirip sürekli soru çözeceksin olay budur :)
*Sayısaldan girecekler için not düşeyim diğer alandakiler de kritik yapıp kendilerine uyarlasınlar: "LYS'ye konu çalışarak hazırlanır" sözü tamamen bir saçmalık! İlk sene buna güvenmiştim LYS'de bir adım ilerleyemedim. Çok da pişman olmuştum soru çözmeyip konu çalıştığıma. Aman ha!
Bugünlük bu kadar :)

26 Temmuz 2013 Cuma

Tercih Sonucum

Sonucumu merak eden arkadaşlara toplu olarak duyurayım dedim

2 senelik Üniversite, 8 senelik meslek hayalimin gerçekleştiğinin resmi =)
Bu arada, Mezuna kalma yazısı hazırlık aşamasında ^^

Klasik Kitap Okumanın Faydası

Suç ve Ceza Kapak Resmi İletişim Yayınları
Öncelikle şuanki sınav durumlarına bir göz atalım:
  • Türkçe sınavları artık uzadıkça uzuyor, paragraf anlamı da derinleşiyor.
  • Türkçe'de yorum ağırlıklı sorular artıyor.
  • YGS'nin genelinde paragrafa yönelme var. Biyoloji sorusundan Matematik sorusuna kadar her yerde paragraf sorularını görebiliyoruz.

Sence Kitap Okumanın Faydası Nedir?
Sınav açısından, yorum sorularını kolayca anlamanı ve yorumlamanı ve sınavı daha çabuk bitirmeni sağlar.


Klasik Kitap Okumanın Faydası nedir?
Klasik kitaplarda her cümle, her kelime normaline göre daha fazla anlam derinliğine sahiptir. Yani senin piyasada gördüğün kitaplar sana pek bir şey katmaz. Örnek vereyim: Açlık Oyunları. Tamam okunabilir bir kitap(evet okudum ^^) ama okuduktan sonra 'sınav açısından' 'sorular açısından' pek bir değişiklik göremezsin. Ama öbür türlü çok daha rahat yorumlarsın soruları.


Klasik kitap zor kitap demek mi yani?
Hayır, asla. Belki biraz daha düşündürücü olabilir ama klasik kitap okumanın çok ayrı bir zevki vardır ve asla sıkıcı değillerdir. Bu konuda önyargın olmasın.

Peki paragraf sorusu mu klasik kitap mı?
Bu işte en can alıcı soru. İkisi de senin sorularda işine yarayacak ama hangisi daha fazla? Burada ayrım okulların açılmasını takip eden bir süre ve sonrası. Hemen açayım, şu zamanlardan ve okulların açılmasına kadarki sürede klasik kitap okumak sana çok daha şey katar. Önce kelimeyi öğrenirsin, sonra yorumu sonra da hızlanırsın diye düşünebilirsin. O süreden sonra ise bol paragraf sorusu senin işine daha çok yarayacaktır.

Başlangıç için: Diriliş, Beyaz Geceler, Denemeler, Suç ve Ceza, Yeraltından Notlar
Soruların olursa sorabilirsin ;)

22 Temmuz 2013 Pazartesi

Kıskanç Arkadaş Modu On!

Kıskanç Arkadaş
Ben şöyleyimdir, ben böyleyimdir demekten hoşlanmam. Şimdi bunu anlatırken hoşlanıyormuş gibi gözükebilirim sana, yok öyle bir şey. Baştan anlaşalım :)

Merak edeni, soranı vardı. Düz lisede okurken gittiğim dershanede 'sınıf belirleme sınavı' denen şeyde ilk sınıfa girmeyi başarmıştım 12. sınıfta. Sınıfta on üç kişi vardı, tek Düz liseli ben, on iki tane Anadolu Öğretmen Liseli'nin arasında ders görüyordum. Hocalar da şaşırıyordu tabi bu ne arıyor gibisine. Ancak ikinci sınavda biraz düşük yaptım diye(15. olmuştum) bir hoca beni alt sınıfa almaya kalktı. İnat ettim 'bana bunu demeyecektin, bu hale düştüm mü ben' diye[hedefim yüksekti :)] bir sonraki sınavda 2. oldum. Bir şeye kızıp da çalışmanın keyfi ayrı oluyor. Dene derim.

Her neyse, anlatmak istediğim şu, o sınıfta okurken gördüklerim ve öğrendiklerim; Kendimden yukarıda gördüğüm kişiler aslında o kadar da yüksekte değilmiş, kendinden düşük bir öğrenci ile yanyana durmak o kişide değişik haller yaratabiliyormuş.


Hemen açayım; Benim gözümde AÖL'ler (Benim gördüklerimi diyorum ha, diğer AÖL'ler alınmasın sakın =)) benim giremediğim, puanımın yetmediği lise olduğu için 'çok iyi öğrenci' profilindeydi. Yanlarında durunca anladım ki onlar da herhangi başka öğrenci gibi. (Aynı şekilde fen liseliler de öyle. Aslında hepimiz aynıyız. Farkımız çalışmak, diyebilirim.)

Diğer mesele de, daha önemli olanı, bir arkadaşımı sınavda geçtiğimde hiçbir şey olmamış gibi, sınava girmemişim de ismim oraya yazılmamış gibi davranması inanın beni üzüyordu. Biraz daha yakın arkadaş olunca bu daha da üzücü oluyordu. 'Bak bak 2 net az yapsam şu beni geçiyormuş, şuna bak matematiği nasıl yapmış' bunları bana derken hiç benim sonucumla ilgilenmiyordu. İşte AOL'lerde ve Fen Liseli'lerde gördüğüm tek ve en büyük hata. (Yine diğer AÖL ve Fen öğrencilerini tenzih ediyorum ^^)

Son yıllarda artan ama yakında nesli tükenecek olan bu 'arkadaş' tipi, yakındakilerde zehir etkisi yaratabiliyor. Şöyle bir şey duyarsın: "Aslı bir haftada 7 kitap bitirmiş."  Bunu duyduğun an: Ula, 7 kitap. Her birinde 1500 soru olsa. Kaç yapar la. Yuh! Her gün 1500 soru çözmüş. Uff be. Bana bak ben napıyorum. 100, 200. Bittim ben ya. Of! ~ tanıdık geliyor mu?
2 güne kalmaz kendisinden şöyle bir açıklama çıkar; Nerden uydurdunuz ben bir ayda demiştim. Hem hiç çalışmıyorum ki ben(Günde 7 defa tekrarlanan cümle) ~ İşte seni okuldan/dershaneden soğutan-soğutabilecek olan arkadaş profili. Özenle uzak dur derim. Uzak duramıyorsan da mantıklı düşünüp bu dediklerinin hepsinin yalan yanlış olduğuna kendini inandır derim. Sen kendini ondan uzak tuttukça, sınavlar gelip geçtikçe o da kendi kendini tüketecektir.

Yazar notu: Bu arkadaş profilinin tam tersi olan 'paylaşımcı' profil, okuduğum kadarıyla Z kuşağının özelliği imiş. Yakında nesli tükenecek demem ondandır. Ben de sene içerisinde böyle 'paylaşımcı' arkadaşlar ile tanışıp o hale geldiğim için şanslıyım. Ki aynı amaçla da sana yardımcı olmaya çalışıyorum :) Biraz uzun oldu bugün.
İyi çalışmalar bakalım.

20 Temmuz 2013 Cumartesi

Öğrenirken Yaratıcılığını Arttır! - Kısım 3

Tied Rope, Bağlı İp, Düğümlü ip, düğümlenmiş ip, ip
Kısım 1 
Kısım 2
Geldik Kısım 3'e.

...
Üstünden bir hafta hatta bir ay geçmesine rağmen aynı şeyleri rahatlıkla yapabilirsiniz. Hem de daha hızlı olarak.
Çünkü bağlama tekniği ile yapacağınız kodlamalar görsel öğrenmeyi temel almaktadır. Kelimelerle yaptığınız bir ezber çalışmasını birkaç hafta sonra hatırlayamaz hale gelirken; görüntülerle yaptığını bir çalışma gün geçtikçe daha da güçlenir. Taşlar yerine oturdukça daha hızlı hatırlar ve aktarırsınız.




Bağlama Tekniğinin Temel İlkeleri
1) Abartın ve sıradışı olun.
"Bezelye kadar elma"
"Bisiklete binen filler"
"Pembe etek giyen aslan"
Bunun tam tersi, mantıklı olarak yapacağınız bir bağlama (ot yiyen filler) sol beyne ağırlık verdiğinden bunu hatırlamanız zor olacaktır.
2) Hayal edin: Bağlamayı zihninizde canlandırın. Ne kadar canlı, tuhaf ve komik hayaller kurarsanız o kadar kalıcı olacaktır.
3) Görüntüleri renklendirin: Kurduğunuz hayal ne kadar renkli ve parlak olursa o kadar etkili olacaktır. Sadece canlı renkleri kullanmak bile hafızanızı %50 oranında güçlendirir.
4) Görüntüleri hareketlendirin: Canlandırmanız sabit bir fotoğraf gibi değil, akıp giden film gibi olmalıdır. Cisimlere ve olaylara hareket kazandırın.
5) Üç boyutlu görün: Nesneleri, kişileri ve olayları üç boyutlu olarak hayal edin.
6) Dönüşümler kullanın: "Elma sularının akarken elmasa dönüşmesi"
7) Zıtlıklar kullanın: "Beş metre çapında kaşıkla, bezelye büyüklüğünde elma yemek" gibi.
8) Hikayenin bir yanına kendinizi dahil edin: "Gübreleri alıp bankaya götürüyorsunuz..."
9) Cansız varlıklara canlılık kazandırın: "Bastonun sütlacı yalaması"
10) Bağlamanın kopuk olmamasına özen gösterin: Kelimeler arası geçişlerde kopukluk olmamalı, kelimeler rastgele değil sıralı bir şekilde bağlanarak bütünsellik oluşturulmalıdır.

Bu kısımdan sonra yazar, hafızanızı güçlü bir şekilde geliştirmek için 21 güne ayırdığı her gün artan sayıda kelime verip bizden bağlama tekniğine alışmamızı istiyor. Şahsen ben yapmıştım. Ne faydası oldu dersen, kolayca kullanabilmek oldu. Yani (ilk seferde göreceksin) zorlanarak bağlama oluşturma yerine kolayca bağlayabilmemi sağladı. En ufağından, markete falan giderken genelde liste götürmüyorum yanımda. Veya liste götürdüm, 'şunu da alacaktım, yazmamışım' dediğim şeyi rahatlıkla aklımda tutabiliyorum.
 Müthiş bir hafıza patlaması sağlayacak mı bu 21 gün dersen hayır, ancak ve ancak senin bu teknikte pratiğini, hızını arttıracak. Günde 10 dk ile değer derim.
Bugünlük bu kadar. Soruların varsa sorabilirsin


Öğrenirken Yaratıcılığını Arttır! - Kısım 2

Bağlanmış ip, bağlı ip, düğümlenmiş ip
Kısım-1'den sonra devam ediyoruz. (Okumadıysanız 1'i okumanızı şiddetle tavsiye ederim.)


Şimdi başta vermiş olduğumuz 40 kelimeyi tekrar ele alalım. Bu kelimeleri aynı sırada aklımızda tutabilmek için farklı bir yol izleyelim:

Otobüs durağında bekleyen bir heykel dergi okuyor. Derken hızla yağmur yağmaya başlayınca yerinden kalkıyor ve yerdeki kapıyı açıp içine atlıyor.Aşağıda devasa büyüklükte bir saatin üzerine düşüyor.
Saat tik tak sesleri eşliğinde hüngür hüngür ağlıyor ve elindeki mendili az ilerideki gübre yığınının üstüne fırlatıyor.
İğrenç koku burnunuza dolarken gübreleri alıp, bankaya götürüyorsunuz. Kasayı açtığınızda orada bir düğün yapılmakta olduğunu görüyorsunuz. Öyle bir hapşırıyorsunuz ki ağzınızdan çıkanlar yandaki mobilyanın alnına yapışıyor.


Mobilya, elinde çapı beş metre olan kaşıkla bezelye büyüklüğünde ekşi bir elma yiyor. Elmanın suları yanaklarından akarken elmasa dönüşüyor. Elmaslar "şıkır şıkır" sesler çıkararak bir kamyona doluyor. Kamyon, duvarları halı ile kaplı bir mağaraya gidiyor. Mağaranın tam ortasında mısır tarlası var. Mısırlar başlarını yastığa koymuş uyuyor ve bir taraftan da horluyor.
Ampul gözlü böcekler tarlada yangın çıkarıyorlar. Korkan filler bisiklete binerek kaçıyor. Tren istasyonuna vardıklarında ilk trene biniyorlar. Trende köpekbalığına rastlıyorlar.
Köpekbalığı sırtına krem sürülmesini istiyor. Pembe fırfırlı etek giymiş olan aslan ona yardım ediyor ve elleri yapış yapış oluyor. 
Aslan durakta iniyor ve mutlulukla ağacın gövdesine kelepçelediği evine gidiyor. Evin camları sütlaçtan, sütlaç her yana akıyor. Bir baston geliyor ve bol şekerli sütlacı yalamaya başlıyor. Bastonun çok yemesinden rahatsız olan midesi onu terk ediyor ve meyhaneye gidiyor. Meyhanede bir duble şehriye çorbası içiyor. Ağzı yanıyor ve etrafa dikenli kaktüsler püskürtüyor.

Bu hikayeyi zihninizde canlandırın. Sonra tekrar başa dönün ve hatırladıklarınızı yazın. Ne oldu? O kadar da zor değilmiş, değil mi?


Devamı bugün yazacağım 3'üncü kısımda.
Devamı:

19 Temmuz 2013 Cuma

Öğrenirken Yaratıcılığını Arttır! - Kısım 1

Bağlanmış Halat, bağlı halat
Bugün sana 'Süper Hafıza 5000 Kırmızı Kitap'ta  gördüğüm Bağlama Tekniği'nden bahsedeceğim. Hem güzel bir teknik öğreneceksiniz hem de kitabı size tanıtmış olacağım.

Bağlama Tekniği
Aşağıda verilmiş olan 40 kelimeyi beş dakika içerisinde aklınızda tutmaya çalışın.
Test sonunda sizden beklenen, belirlenen süre sonrasında kelimeleri aynı sırada baştan sona ve sondan başa sayabiliyor olmanızdır.
OTOBÜS                                 YASTIK
HEYKEL                                  AMPUL
DERGİ                                    BÖCEK
YAĞMUR                                 YANGIN
KAPI                                       FİL
SAAT                                     BİSİKLET
MENDİL                                  TREN
GÜBRE                                    KÖPEKBALIĞI
BANKA                                    KREM
KASA                                      ETEK
DÜĞÜN                                   ASLAN
HAPŞIRIK                                AĞAÇ
MOBİLYA                                 KELEPÇE
KAŞIK                                      EV
ELMA                                      SÜTLAÇ
ELMAS                                    BASTON
KAMYON                                  MİDE
HALI                                       MEYHANE
MAĞARA                                 ŞEHRİYE
MISIR                                      KAKTÜS


'Süre dolduktan sonra bir kağıda aynı sırayla yazınız. '

Eğer bu sürede 40 kelimeyi aklınızda tutmayı başaramadıysanız üzülmeyin, şu anda bu kitabı okumanızın nedeni bunu yapabilmeyi öğrenmek. Sayfaları okumaya devam edin, kim bilir belki de size bunu öğretecek bir teknikle karşılaşırsınız! [:))]

'O kısımdan tekniğe geçişe kadarki yerde yazarlar bize ilginç-saçma şeyleri aklımızda tutabilirken monoton-düz şeyleri aklımızda tutamadığımızı söylemekte.'..

Öğreneceğin bu tekniği; yazılılarda birçok kilit kelimeyi aklında tutarak komple parçayı ezberleyebilir, sıralama yapın sorularında hepsini sırasıyla yazabilirsin(örneğin; kronolojik sıra), sınavlarda konu çalışırken her konunun kilit kelimelerini aklında tutabilir, iki kelimeyi birbirine bağlayarak onu unutmaz hale gelebilirsin.(Bakterilerin çeperi vardır.Bakteri+Çeper) Onun dışında, alışveriş listelerini kafanda tutabilirsin kağıda yazmadan :)
En önemlisi ise, bu teknikle 140 kelimeyi bile sırasıyla sayabilirsin. Benim de uyguladığım, yaratıcılığı arttıran bir tekniktir. 

10 Temmuz 2013 Çarşamba

Dershane Gerekli Mi?


Dershane Gerekli Mi, Dershaneye gidilmeli mi
Yeni seneye hazırlanıyorsun, sen dahil birçok arkadaşının aklında bu soru dolaşmakta arada bir de kafana tıklatmakta: 'napıcaz dershane olayını' :)

Dershanenin farkını ve gerekli olup olmamasını en iyi şekilde mezun öğrenciler görebilir. Çünkü 12'de dershaneye gitmeden, mezunken giderek sınava girmişsindir. 

Haydi başlayalım, şimdi, benim fark ettiğim en önemli etken 'irade' Dershanenin en büyük katkısı ise 'irade etkisi'dir. Biraz daha açayım, iraden kuvvetliyse, dershaneye gitmeden kendini düzene sokabileceksen; yatış kalkış saatin aşağı yukarı belli olacaksa, programına çoğunlukla uyabiliyorsan dershaneye gerek kalmıyor bence. Ama 'o kadar iradem yok' diyorsan dershanenin bu açıdan katkısını görmen muhtemel.
'hiç iradem yok' diyorsan da senin biraz çabalaman lazım dershane bunu sağlayamaz, sen sağlayacaksın ;)
İş sende bitiyor ben git veya gitme diyemem :)

Dershanenin başka katkısı yok mu?
Elbette var. Aklına önce dershane kaynakları geliyor, ama bunların çoğunu kayıt olursan -para ödeyerek- alacaksın, kayıt olmadan da alabilirsin ayrıca. 
Bir de 'sürü psikolojisi' var. Hani bizi at gibi yarıştırıyorlar mantığı :D Ben öyle demiyorum tabi sana kıymetlisin gözümde bak ne yazılar yazıyorum sana :) Neyse, diğer arkadaşlarını çalışıyor gördükçe senin de çalışasın gelir işte böyle bir fayda görebilirsin. Bu yukarıda anlattığım irade meselesinin ta kendisi, kendini kontrol edebiliyorsan buna gerek yok. Bir de! Bu durumun tersini de görebilirsin dershanede; Ya kimse dersi takmaz, ya da arkadaşların öyle bir insandır ki, insanlıklarından şüphe duyarsın; çalıştığı zaman sınıfta bağıra çağıra 'çalışmadım la' der, 'sınavım kötü' deyip moral ararsan onlarda, o der ki 'akşamki maç fenaydı.' işte bu arkadaş tipi, malesef benim de bunlardan bolca vardı, seni dershaneden soğutur. Bunları hesaba katmalısın.



Sen gitmiş miydin, nasıldı?
Şu son paragrafta yazdığım şeyler aslında anlatıyor durumumu. Mecburen 'düşünce yapımızın' uyuşmadığı hocalardan ders almak zorunda kaldım dershanede. Bu tür soğutan arkadaşlar yüzünden de 7-8 aylık dershaneye sınavlara 1 ay kala hiç gitmedim.

Peki, hangi dershaneye gideyim?
Dershane seçerken dikkat etmen gereken bazı şeyler var;
*Dershanelerin çoğunun bir eğitim dışı düşüncesi de var(ki hiç hoşnut olmadığım bir şeydir) Yani yanlış dershaneye gidersen sınıfta yetişkin bir birey olarak senin savunduğun düşüncelerin tersini çok rahat bir şekilde istedikleri kadar söyleyebilirler. Sen hangisi kafana uyuyorsa ona git, aksi taktirde bu gibi şeylerden çok rahatsız olabilirsin.
* Hocaların sayısına, kalitesine, alabileceğin ders sayısına ve birebir sayısına bak. 12'de gittiğim dershane bir sene sonra haftada yalnızca 3 birebir veriyordu. (La zaten derslerin 5i sayısal, üç tane neyime yetecek di mi?) Ama bunu düşünmez onlar, parasına bakar bazıları. Dikkat! :)



Umarım faydalı olacak bir dershaneye gidersin veya hiç gitmezsin, ama mutlu olursun sonuçta

7 Temmuz 2013 Pazar

Kitap Tavsiyesi

Yazılı kitaplar ve kalem
Hemen daha şimdiden kitap önerisi isteyenler oldu. Onları tebrik ederim. :)
Şöyle ki, yeni basım kitaplar Ağustos sonuna doğru çıkıyor. Müfredat değişikliği gibi bir durum henüz duymuş değilim, yanlışsam düzeltin.
O yüzden benim kullandığım ve şimdi buraya yazacağım kitapların fayda oranının düşeceğini sanmıyorum.
*Baştan diyeyim bazı yayınlar itici, bazıları çekici gelecek. Yayının sorularından, imasından ve düşüncelerinden hoşlanmayabilirsin haklı olarak. Şuan için önemli olan 'yayının soruları' sana çekici geliyorsa o kitabı al. Kitap tavsiyesi aldığında gidip kitapları satın almadan önce, bir eline alıp incele. Aynı şeyi bu yazdıklarımda da yap. Kendin de incele.


KİTAP TAVSİYELERİ
» YGS Kitapları
Türkçe - Konu anlatımı olarak fem simetri, final cep kitabı. Soru bankası olarak pek bir şey almana gerek yok. zor bir deneme yapsan sürekli olarak, yeterli. Konunun altında yazacağım.
Matematik - Matematikte de konu anlatımlı olarak simetri'nin mat1 seti ve sb. fem mat1 konu ö. soru b.
Geometri - bunda da simetri kullandım.
Fizik - Konu anlatımlı olarak simetri kullandım. Bu kitabı iyi incele, başkasını da alabilirsin.
Kimya - Simetri kullandım. ve fem soru bankası
Biyoloji - Simetri Kullandım. Soru bankası olarak da yine femin soru bankası

**Fizikte genel değil de mesela '11. sınıf konularımda sorun var' diyorsan Coşku kitaplarına bakmanı öneririm.
** Geometrim 0 diyorsan, Zambak'ın kolay geometri soru bankası var. Ben ondan başlamıştım. Diğer derslerin de başka yayınların çıkardığı "sıfır" setleri var. 0'ım dediğin derslerde onlardan başlarsan iyi olabilir.

» LYS Kitapları
 Matematik: Konu anlatım simetri ve Karekök Soru Bankası bunu hedefin yüksek ise bitirmeye çalış.
Geometri: Konu anlatım simetri ve Karekök Soru Bankası. Ekstra olarak Uğur'un Geometri ve Analitik Geometri Soru Bankası kitabı var. Onu da alabilirsin iyiydi soruları. Öncelik Karekök'te olsun.
Fizik: Konu anlatım simetri,  Palme Soru Bankası ve Fem soru bankası
Kimya: Konu anlatım simetri, Palme Soru Bankası ve Fem soru bankası
Biyoloji: Konu anlatım bunda da simetri, Palme Soru Bankası(özellikle tavsiye ederim) ve fem soru bankası.

**Sayısal olduğum için, ki görmüşsündür sosyal netlerim sonuç sayfasında kara leke olarak duruyor. Hele o felsefe :D (16 doğru 16 yanlış ^^) Eşit ağırlık ve Sözel konusunda zamanı gelince iyi derece yapmış arkadaşlarımın önerilerini paylaşacağım. Aranızda da kritik yapabilirsiniz tabi ;)

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Telefonunu 'Sınav Telefonu'na Dönüştür!

Whatsapp Nasıl Kullanılır Grup kurma

Hepimizin bir telefonu vardır, özellikle bu çağda. Ama öğrenci olarak çoğumuz telefonu 'sınav' amaçlı kullanmıyor. Bunlardan bazısı sınav amaçlı kullansa bile eğlenme yönü ağır basarken, hiçbiri bunun faydasını bilmiyor :)

Şimdi anlatacaklarım, kendim de kullandığım Android sistemli telefonlar için;
*Diğer telefonlarda da benzer özellikler vardır, veya bu bahsettiklerim diğer telefonlar için de geçerli olabilir.

1-WhatsApp
Eğitim forumlardan 'kendi seviyenize göre' istediğini kadar kişi bulabileceğiniz bir program. Bu kişilere anında soru gönderebilir, onların sorusunu çözebilir ve sınav hakkında konuşabilirsin.
Grup kurarken veya bir gruba girerken dikkat etmen gereken şey 'az kişili' olmasıdır. Şuan vakit varken istersen 8 kişilik istersen 30 kişilik gruba gir, hatta ikisine de gir, demek istediğimi o zaman anlayacaksın :)

2-Duvar Kağıdı
Duvar kağıdın bir oyunun, sanatçının veya birinin resimleri olmamalı. İstediğin, hedefin olan, hayalindeki Üniversite veya Şehir olabilir. Ben bilgisayarda da telefonda da İstanbul resimlerini kullandım.

3-İnternet Tarayıcısı
Telefonda vakti alan en çok şey internettir kuşkusuz. Buna harcadığın vakti azaltmak için 2 tarayıcı kullanmalısın.Bu konuda yapman gereken bu. (ayrıntı)

4-Programlar
Google Play'de veya Apple Store'de birçok eğitim programı bulunuyor. Telefonuna bunlardan yüklersen amacına hizmet etmiş olursun :)

5-Math Workout(Android için kullanıyordum, diğer telefonlar için var mı bilmiyorum)
Matematik işlemlerinde hızlanmak için, boş vakitlerinde, otobüste seyahat ederken veya oturmuş beklerken matematikte 4 işlem hızını arttırabilecek en iyi uygulamalardan. İlk zamanlar 20 tane -hard- işlemi 1 dakikada çözerken sonradan iyice hızlanmıştım.Rekorum 32 saniyeydi diye hatırlıyorum. Sınava hazırlanıp da, programı bileni kullananı daha önce görmüş değilim. Altın değerinde ;)


Sen de yaptıklarını paylaşabilirsin

5 Temmuz 2013 Cuma

3 Beyaz: Bilgisayar - Telefon - Televizyon!

Üç beyaz Telefon Televizyon Bilgisayar

Ne dertliyiz değil mi. Halbuki görünürde pek bir şey yok ama sorunlar gözünde büyüyor gibi. Özellikle şu öğrenci dilindeki 3 beyazdan dertliysen. Bilgisayar, Telefon, Televizyon. 3 beyaz olmadıysa TeleTabi diyelim? Bu da olmadı galiba he? :) 3 beyazda kalalım en iyisi ^^


Bazılarımızda bu 'alışkanlık' çok daha fazladır. O kişilerden biri de bendim. Kendimi tutamadığımı görüp bilgisayarı aileme teslim etmiştim. Aradan biraz zaman geçince dedim ki 'Şimdi verin, 2 saat sonra geri vericem, o iki saatte sınav çalışmam lazım'  << Söylenen ve Yapılan >> Oturur oturmaz bir tane eğitim sitesi açılır. 30 saniye dolmadan 'of' deyip çıkılır Youtube falan girilir. Varsa oyun oynanır. 6 saat geçtikten sonra duvar saatine bakılır. Kısa olan 3'ü gösteriyorsa 'of ulan ne yaptım ben' denilip yatılır. Arada çok kızılmışsa kendine tokat da atılabilir tabi :))

Bu bilgisayar versiyonuydu. Şimdi telefon versiyonuna bakalım:

Telefon sürekli elimizin altında olduğu için 'izin almak' gibi bir durum pek söz konusu değildir. Yapılmak istenen şudur: bi 3 dakika arkadaşlarla konuşmak. Yapılan ise; Facebook'dan girip Youtube'den çıkmak ... Daha neler neler yapılır. O 3 dakika olur 3 saat. Yatış vakti gelmiştir ve yatılır.

Tanıdık geliyor mu biraz? :) 
Çözümden bahsedeyim: Bilgisayarda bahsettiğim durumda iseniz mutlaka 'sınav sonuna kadar geri almamak şartıyla' teslim etmelisiniz en yakınınıza. Telefonda da yeni bir program kurmak. Eskisi dururken.
Dur onu biraz daha açayım.

Ben internette çok takılıyordum, kullandığım telefonun kendi 'internet' programıydı ve silinemiyordu. Opera yükledim. Hem kendi programını hem de Opera'yı kullanıyordum. Ama neden? Opera ile sadece 'eğitim ve sınav' ile ilgili olan şeylere bakıyordum. Başka bir şey bakacaksam internetten, hemen onu kapatıp diğerini açıyordum. Bu alışkanlık başta biraz da olsa zor oldu tabi , sonradan alışınca da, Opera'yı diğer programdan çok daha çok kullandığımı görünce diğerini kullanmamaya başladım. Anlatmak istediğim buydu :)



»Hiç Dinlenmeyecek miyiz?

İşte burada dur. Elbette dinleneceksin. Ama yaklaşık sınırı olmalı bunun. Mesela cumartesi 5 saat istediğin bir şeyi yap. Mümkünse de alışkanlık oluşturmasın diye farklı farklı şeyler yap. Ama o vakti doya doya harca. Dışına da taşma hiç. Yapacak şey olarak, bilgisayarın yoksa telefondan da film izleyebilirsin örneğin. Bunun dışında da örnekler mevcut tabi. O sana kalmış.
Mesela Karikatür okuyabilirsin :)



Sorularını sorabilirsin :)

4 Temmuz 2013 Perşembe

Ne okuyalım? Bölüm 1

Renkli Kitaplar
Hikaye kitabı veya kişisel gelişim kitabı okumanın tam zamanı. İster 'sınavda işe yarasın' de ister 'okumak çok güzel' de şuan buna ayıracak vaktinin en bol olduğu dönem. Ben de okuma kurduyum yaklaşık 6 senedir bu alışkanlığım var. Ama demeyin ki 'haa, kitap okumuş sırrı buymuş :)' hayır hayır :D

Kitap okumanın elbette her alanda faydası var. Bir adamın konuşmasından bile kitap okuyup okumadığını rahatlıkla anlayabilirsiniz. (ıııı'lar çoksa pek okumuyordur :))
 
İşte Bölüm 1'in kitapları:

»Okuma keyfi için ne okumalıyım?
Taht Oyunları - George R.R. Martin
Aklından Bir Sayı Tut - John Verdon
Beyaz Diş - Jack London
Fareler ve İnsanlar - John Steinbeck
Gün Olur Asra Bedel - Cengiz Aytmatov
Diriliş - Lev N. Tolstoy

» Peki sınav için ne okuyayım?
Yerim Seni ÖSS - Erdal Demirkıran
Başarı Üniversitesi - Mümin Sekman
Limit Sizsiniz - Mümin Sekman
Süper Hafıza 5000 Kırmızı Kitap - B.Şenyürek, Müge Kasaroğlu



*Kitap tavsiyeleri için biraz sabredin birkaç gün kaldı :)
Sen ne önerirsin? :)

3 Temmuz 2013 Çarşamba

Günlük Program Nasıl Yapılır?

Günlük Program Nasıl Yapılır
Geldik şimdi program yapmaya. Program yapın yapın diyeni çok duymuşsundur, ben de demiştim biraz aşağıdaki yazıda olması lazım ^^

Ben birçok çeşit program yaptım. En uygun 'program yapma şekli'ni buldum. Önce programın avantajları ve dezavantajlarından bahsedeyim:
» Programın avantajları?
En büyük avantajı tartışmasız 'motive edici' etki yapması. Moral skalası yaparsak -50 ile +50 arası. Seni 0'da iken 40'a çekebilecek en kolay şeydir program yapmak.
» Programın dezavantajları?
Doğrudan bir dezavantajı olmasa da yaptığın programı uygulamazsan seni 0'dan -20'ye çekiverir. Bunun gerçekleşmesi ve gerçekleşmemesi elbette senin elinde.

 » Nasıl hazırlayacağım?
Önüne kareli boş büyükçe bir sayfa ve bir kurşun kalem alıyorsun. Uçlu da olabilir. Bir de bir adet renkli kalem. Rengi farketmez, ama renkli olmalı.Sonra yapacaklarının bir örneğini yazayım:
3 Temmuz
kalkış: 10.00
sa: 11.00
(2) Cümlenin Anlamı konu bitir.
(2.30) Moment ve Denge konu bitir.
(1.30) Açılar 5 test çöz.
(1) Tarih Bilimine giriş bitir.
yatış:00.30

İşte benim en çok 'uygulanabilir' bulduğum program tipi. Kalkış saatin belli. Yatış saatin de belli. Kaç saat çalışacağın ve ne çalışacağın da belli. (2) şeklinde yazdıklarımsa sağındakine kaç saat harcayacağını belirtiyor.

 » Programı daha uygulanabilir hale getirelim.
*Kalkış saatinde kalkmak için çalar saatini ve telefonun alarmını kurmayı unutma
*Programı bugün dahil önümüzdeki 3 gün için tasarla. 3, 4, 5 Temmuz için mesela.
*Esnek davran. O gün toplam 8 saatin boşsa bunun 7 saatine değil 4 veya 5 saatine çalışma koy. Uygulanabilirlik açısından çok önemli bu.
*Belirlediğin saatlere mutlaka uy.

 » Çok Önemli Ayrıntılar
1. Programı uygulamaya ne zaman başlayayım?
Bir önceki yazıda (burada) program yapmaya hafiften nasıl başlayacağını anlatmıştım. Dün veya öncesi için program yapmadıysan önceden, birden bu programla başlamak ağır olacaktır. 'benim için farketmez' deme sakın. Biliyorum içindeki o tutkuyu ama sıfırdan bir günde 5 saat çalışma eklersen 'ters tepki'ler alabilirsin o programdan. Aman diyorum.
2. Programın gelişmiş hali
Ve ikinci ayrıntı: Bu programa başladığında saatlerin tutmayabilir. Doğaldır. Bir iki hafta bu şekilde program yap önce, ve yukarıda yazdığımdan daha da esnek davran. 8 saatin varsa 3 veya 4 saat ile başla.
sonrasında ise; Her ders için çalıştığın kaynakta 'Bir sayfada kaç dakika harcadığını' hesapla. Bunu tek bir konu çalışarak elinde saatle hesapla, acele etme ama normal hızında çalış o konuyu. Mesela buldun diyelim 9 dakika olsun. Sen program yaparken o konu kaç sayfaysa ona göre vakit belirle. Konu 20 sayfa ise 9x20=180 yani 3 saat ver o konuya. Saati konulara, konuyu ne kadar bildiğine göre ayarla.

Çok güzel olacak, bu programı uygularsan hem programlı olacaksın hem de istediğin ilerlemeyi kaydedebileceksin.

2 Temmuz 2013 Salı

Ya ben nasıl çalıştım yaz tatilinde?

Senin yapman gerekenleri bir önceki yazıda paylaştım. Ya ben ne yaptım? 


İlk girişim için ilk hazırlıklara 10. sınıf yaz tatilinde başladım. Ortaokuldan gelen fizik-kimya-biyoloji netlerinin zeminden bir kat anca çıkabilmesi ve rakiplerimin gökdelenler yaptığını görmem üzerine ailemin de etkisiyle kimya bir de matematik hocalarımdan, okul hocalarım, ders aldım. Onlar da beni okulda kendini belli eden sayılı öğrencilerden saydıkları için bir farklı anlatıyorlardı tabi. Belli etmek derken, ben düz liseyi 'kazanınca' çok üzüldüm hedefim Anadolu idi. Ama buna rağmen okulun ilk günü bize zihinden problemler soran matematik hocamı sorularını cevaplayarak şaşırtmayı da başarmıştım.

Neyse, efendim işte o yaz sadece bu iki derse çalıştım. Dersten gelince notları dosyalıyor, onunla ilgili hocamın verdiği ödevleri yapıyordum. (Ders alma durumun yoksa internet ders videosu dolu :))
Ha bir de, 9. sınıfım her lise öğrencisi gibi not açısından çok fakir geçti. 10 da ona benzer. 11 ve 12'de toparlanmaya başlamıştım. Bundan daha sonra tekrar bahsederiz.

Şimdi, 11de de fizik ve geometri hocamla görüştüm sık sık. Birebir sorularımı sordum. Hakikaten fizik 'sora sora' öğrenilen bir ders. Konu çalışıp soru çözemiyorum'cuların çözümü burada; ya çözümlü örnek bak, daha çok daha çok, ya da çözemediğin bütün soruları birine çözdür.
12'ye geldiğimde etekler iyice tutuşmaya başladı tabi(mecazi ^^)  Dershaneye gidiyordum. Dershaneden gelip evde çalışıyordum her öğrenci gibi. Okulu ben de sevmiyordum, sen de böyleysen sana +1 puan benden :)
Ama şöyle bir hatam vardı. Sabah kalkıp otobüse binip dershaneye giderken, otobüsü kaçırmışsam ya hiç gitmiyordum ya da gidip bir kafeye girip orada oyun oynuyordum 6-7 saat. Pişman olma evresi de çıktıktan sonra oluyordu tabi, oynarken değil. Böyle bir alışkanlığın varsa bununla ilgili bir yazım daha olacak.

Bu yüzden 12'de hedefe ulaşamadım. Hedefim ilk 20 bindi. YGS de LYS de 48 bin gelince baya bozuldum.

Mezun kalınca da sosyal hayat-aktivite dışında mümkün olduğunca ders çalıştım. Bir önceki sene yaptığım hataları yapmamaya çalıştım. Bunların en kritiği ise, 12de günde 4 saat uyumaya çalışmaktı. Mezun kalınca 7-8 saat uyuyup, kalan saatleri iyi değerlendiriyordum. Fark da burada ortaya çıktı